Eski eski eski...Nedir bu eski sevdası...Eskiye özlem...Nedeni...Sonucu...
Aziz Nesin'in bir fıkrasında dediği gibi bizim zamanımızda diye başlar eski günler...Nedir peki eskiyi bu kadar önemli ve kutsal kılan?
İnsanlar tarihte ilkçağlardan beri tecrübeden kaynaklanan güvenle eski olana sahip çıkmış,pek sorgulama gereği duymamış,saygı duymuş ve atalarından kalan eski ne varsa minnet duymuştur.İnsanlar eski ritüellerden, tabulardan bir türlü kopamamış ve kopmaktan,karşı gelmekten korkmuşlardır.Eskiye olan bu aşırı bağlılık,yeniliklerin ve ilerlemeninde yadırganmasına neden olmuştur.İnsanlar eskiye sahip çıkmak adına kültürel ilerlemenin ve toplumsal gelişmenin bir bakıma durmasına ve gerilemesine neden olmuşlardır.Halbuki yeni olan bir buluş dahi gün geçtikçe eskimekte ve kültür mirasına katılmaktadır.Bu durumda eskide aşırı ısrarcı olmak bilinçsiz, dengesiz,bunalımlı ve yenilikler karşısında kendisiyle çelişen bir yapıyı ortaya çıkarmaktadır.Eskiye sahip çıkmak adına eskiyi yenileştirmeye çalışmak yeni gibi göstermekte bu kısır döngünün bir parçası,maskeli bir aldatmacası olmaktan ileri gidememektedir.
Eskiyi savunmak sahip çıkmak demek,kültüre ve değerlere sahip çıkmak gibi algılanır olmuştur.Halbuki insanlığın kültür mirası belirli bir zümrenin tekelinde değildir ve herkesin insan olduğunu bir onuru bulunduğunu unutmamak gerekir.Katı ve ısrarcı bir eski hayranlığı tam tersine kültürde ilerlemenin önünde en büyük engellerden birini oluşturmaktadır.Fakat şunu da belirtmek gerekir ki yenilik adına saçmalamanında bu denli büyük engellerden biri olduğu unutulmamalıdır.Özellikle toplumda bu eskici anlayış yüzünden kültüre yeni aktarımlar kazandırmak zorlaşmaktadır.Bu nedenle kültürel miras gün geçtikçe eskiyip,silinmekte hatta yozlaşmaktadır.Kültüre sahip çıkmak boş bir övünçle, ve inatla değil; ancak yeni ufuklar.çığırlar açarak,eskiyi rahat bırakıp onu layık olduğu tahta oturtarak,onun daha iyisini,daha ilerisini bularak daha ileriye götürmekle mümkündür.
Yeni fikirlere ve yeni yapılanmalara her zaman hoşgörü,anlayış ve sabır göstermeliyiz ki kültürümüz ilerlesin,gelişsin ve içinde bulunduğu buhrandan bir çıkış yolu bulabilsin.İlle de eski diye tutturmak; ille de geriye gidelim demek olur ki bu da bile bile yok olmanın bir biçimidir.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.