Eskişehir- ŞEHRENGİZİ-Bölüm iki

Saygın memleketsin kültürün önde,
Hep atağa kalktın dünde, bugünde,
Gönül güzelliği bulmuşum sende,
Kırmızı güllerin har Eskişehir.

Kurşunlu camii tarih mirası,
Selçuklu’dan kalma bize burası,
Osmanlı’ya yakın gelir arası,
Bugün Cumhuriyet yar Eskişehir.

Bademlik, Fidanlık mesire yerin,
Bin yıllık şehirsin, köklerin derin,
Al bayrağım nazlı, rüzgarın serin,
Nice bin yılları gör Eskişehir.

Gökkuşağı gibi şu Köprübaşı’n,
Her zaman güzeldir baharın, kışın,
Öğrenci ilisin, renklidir düşün,
Güzeli görmeyen kör Eskişehir.

Seyyit Baddal Gazi büyük şahsiyet,
Vatanı uğruna ödedi diyet,
O Seyitgazi’de mukim nihayet,
Elini tarihe ver Eskişehir.

Botlar suya iner Ada başında,
Es es harelenir hilal kaşında,
Nadide işçilik lületaşında,
Benzerin var mıdır sor Eskişehir.

Firig vadisinde Yazılıkaya,
Koca tarih orda yatar uykuya,
Medeniyetlerden haz gelir koya,
Firigya dünyada bir Eskişehir.

Yörede çiğbörek eşittir tatar,
Ustasının kalbi çöğende atar,
Her işte bir gizli incelik yatar,
İşin püf noktası sır Eskişehir.

Sakarı, sebzenin kalktığı yerdir,
Meyveyi pazara kattığı yerdir,
Hayat pınarının attığı yerdir,
Dalında sallanır nar Eskişehir.

İlçe Sivrihisar kalesi serdir,
Nasrettin Hoca’nın doğduğu yerdir,
Ulucami’siyle tarih diridir,
Atlas perdeleri ger Eskişehir.

Kırka yatağında boraks madeni,
Efsunlu havası sarar bedeni;
Bu şehrin insanı kibar, medeni,
Güzeli eğnine sar Eskişehir.

İlçe Mihalıçcık peyniri boldur,
O ki Sarıköy’e uzanan yoldur,
Orda Yunus Emre bir güzel kuldur,
Sen ona sevgini ser Eskişehir.

Beylikova işler yoğurdu, sütü,
Mahmudiye besler en güzel atı,
Susamlı simidin ünlenmiş methi,
Tezgahı meydana kur Eskişehir.

Çifteler’den doğar Sakaryabaşı,
Sarnıcından akar gözünün yaşı,
Anadolu şehri yamandır kışı,
Mevsiminde yağar kar Eskişehir.

Sultanönü derler Eskişehir’de,
Osmanlı dolaşır gönülde, serde,
Kalabak haz verir çıktığı yerde,
Suyuna dokunan hür Eskişehir.

Lületaşı derler buralara has,
Kimi pipo yapar, kimi süslü tas,
Bizde beyaz altın saki bir elmas,
Elini dünyaya ver Eskişehir.

Odunpazarı’nda tarihi evler,
Sanayi dalında yarışır devler,
Hastır doru taylar, ağalar, beyler,
Kır atı haraya sür Eskişehir.

Hamidiye sağda, sol yönde Sazak,
Mecidiye yakın, Günyüzü uzak,
Söğüt yollarını sanmayın tuzak,
Kıvrımlı yolları dar Eskişehir.

Muhacirler yapar kırma böreği,
Yerliler fırında çeker çöreği,
Yetmiş iki millet sözün gereği,
Emek çalışanda ter Eskişehir.

İnönü’den kalkar madeni kuşlar,
Eğitim uçuşu burada başlar,
Paraşüt kucaklar kayalar, taşlar,
Uçuş rekorları kır Eskişehir.

Sende bilim teknik salmış ününü,
Bugünü görmeyen bilmez dününü,
Aleme açalım taze gününü,
Tarihin koynunda dur Eskişehir.

Yeşil yaylalarda yaylağın serin,
İç Anadolu’da almışsın yerin,
Ankara varışlı hızlı trenin,
Bize mesken oldu gar Eskişehir.

Sırma gümüş işler Kaymaz’da kızlar,
Vurulur davullar, çalınır sazlar,
Gurbete gidenin yüreği sızlar,
Yaralıya merhem sür Eskişehir.

Mayısın tazedir, eylülünde güz,
Çankaya yüksektir çarşı, pazar düz,
Huzur tepesinden merkezi bir süz,
Ağustos sıcağın kor Eskişehir.

Emirdağ’dan gelir gurbet kuşları,
Hava limanında döker yaşları,
Uyanık görülür gönül düşleri,
Hasret ile başlar zar Eskişehir.

Sen ki şehriyarsın, sen ki güzelsin,
Sen ki nadidesin, sen ki özelsin,
Geleceğe doğru koşan bir ilsin,
Toprağından çıkar bor Eskişehir.

Muttalıp çayırı meranın özü,
Memleket sevgisi sevginin özü,
Yunus Emre’mizin en güzel sözü,
Sevgiyi bağrında der Eskişehir.

Yapay ağaçların ceryanlı telden,
Gökyüzü gülümser yıldızlı tülden,
Acı çeken bülbül ah etmez gülden,
Kandilli şafağın nur Eskişehir.

Venedik misali bağrında nehir,
Nehiri sevgiyle çevreler şehir,
Bu günü yarına etmeden tehir,
Ben eski yeniyim der Eskişehir.

Rabia BARIŞ

Bu şiir 2010 da Türkiye sevdası şiir yarışmasında birinciliğe layık görülmüştür.