Güneşi karşılıyoruz mutlu çığlıklarla öperek,
Dağı, ovayı
Yüzyılların uykusunu
Otu, börtü böceği,
Bir kanat vuruşta uçan kartalı,
Ağır akan ırmağı,
Ağzında dünyayı taşıyan leyleği,
güneşin tersine git
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Devamını Oku
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Nazire yazacak bir ayak bulamadınız o mu yok yoksa Osman Bey?
İnsan,şiiri okumaya başlar başlamaz bir zirve pınardan su içtiğini hissediyor.Tebrikler.
Saygı ile.. Türk edebiyatına büük emek vermiş olan şairimiz Ali PÜSKÜLLÜOĞLU'nu panoda görmek ne güzel.
'Eskidikçe' başlıklı söyleşi metni betimleme, tanım, özdeyiş gibi kalıplardan oluşmuş. Şairimize teşekkürler.
Antoloji.com/da kayıtlı 'Bunalım' başlıklı şiirimin ilk kıtasıyla kendisine eşlik etmek istiyorum:
' Neden ağlamaklıdır sesi
' Türkü söyleyen şu kızın?
' Kimin yüzünden vurur alnıma
' Dallardan sarkan hüzün?
......................
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
uçuşunu görmek güvercinlerin gökte…
…adresler vardır…yıllardır gitmediğimiz…merdiven başlarında unutup bir daha tutmadıklarımız…kahrından ölen tek sevdalı sen değilsin deyip…rahatça yemek yediğimiz…duymadığımız halde hiç merak etmediğimiz bozacının her akşam ki sesi gibi…dün akşam zehirli peynirini yedirdiğiniz fareyi salonda öylece unuttuğunuz gibi…
…ya unuttuğumuz güvercinler var mıdır başımızın üstünde hala aynı semalarda uçtuğuna inandığımız…
veya öylesi bize daha mı kolay geliyor…yoksa kandırdı mı bütün şairler…hikayeciler…
…Sait Faik hiç çalışmadan hayatını kazandığı o koca şehri turlarken…neden görebildi de biz göremedik…her gün geçiyorsunuz halbuki…bizim geçtiğimiz gibi…
…ya! bir de şöylesi var…kütüphanenin en ücra köşesine koyup gitmiştiniz bizi de hala beklerdik sizi…sobamız sönmüştür o vakit…
…bir şairin nasıl raylardan medet umduğunu… nasıl koparmıştı trenleriniz…hepimiz o şehirden bu kadar uzak mıydık…bir çamaşırcı annenin çivit rengi oğlu olmak…neden önemli olsundu ki…
…bir şehirden ötekine…başka ülkelere…başka dillere…başka tenlere sürülmek neden üzsün bizi…
…elbette üzmesin ama kıpırdasın azcık içimiz…sonra belki umutsuz bir şair kapısını açar veya terasında ki bütün kuşlarını salar üstümüze…biz de görürüz uçan bütün güvercinleri…kendi göklerinde emin telaşsız…bizde çocuk oluruz mutlaka o gün … bizde görebiliriz kırlangıcı yuvası….ndan hiç çıkmasa da…kim bilir…sevgilerimle… Anar Zalem…09.12.2011
not…uykumuzu kaçıran şairler mutlaka bunun bedellerini ödemişlerdir…onlar gitmiş olsalar bile…herkeZin harcı değil…bu şiirler…uykunuz ne kadar ağır olursa olsun…dışarıda hala uçan güvercinler var …çırasız nice ocaklar …şiirsiz yürekler…o zaman bırakalım…bütün kuşlarımızı şehirlerine…az önce yanımdan geçen kadın yine tanımadan baktı yüzüme…oysa ne iyi tanırdık…kulakları hiç duymayan Mavuş halasını
Görülen ve duyulan şeyler keramet değildir.Şiirne kadar güzel anlatmışbir ömrü... Temel düşüncesi ' Yaşamak süsler eklemektir
sonsuz gerçeğe ' çok anlamlı bir ifade.Paylaşımcılara saygılarımla.
evet her bir şey bizi saran ayrı bir hatıra ayrı bir kavram.
Saçlarında güller, karanfiller, dünyanın en güzel kırları,
Saçında gelincikler, sabah çiyi ve tarlakuşları ...
bir bahardan kopmuş gibi içimize destursuzca dolan enfes kokular gibi...
Çok güzel şiir.Neden mi? Güzel işte.Biraz açıklarsam bütünlüğü güzel .enerjisi güzel.Bir de doğalığı var.En önemlisi ayrıntı farklılığı.
Yaşamak süsler eklemektir sonsuz gerçeğe
Derin bir soluk almak gibi
Evet, bu kadar dokunan ve değer katan söz
Zamanı kaçıran sonsuzluğa güzel süsler götüremez sonumuz sonsuzlukta süslü olsun cumanız mübarek bereketli geçsin
Michelangelo Hz. Musa heykeli hakkında, ‘’Musa taşın içinde gizliydi ben yüzündeki kabuğu soydum.’’ Demiş.
Sanat eşyada gizlidir.Şiir de eşyadan çekilip çıkarılır.Bu şiir en nezih, en arı duru, en kirlenmemiş eşyadan; el değmemiş tabiattan, börtü böcekten, kuştan, karanfil gülden,dağdan, kır bayırdan, şehrin kirliliğinden ve gürültüsünden uzak köyden çıkarılmış.Şiire saflığı veren bu.Duyduğumuz sesler koşup oynayan çocukların, rüzgarın, ağaçların, kuşların, güneşi görmeyen akşam ezanının sesleri.Aldığımız koku yağmurdan ıslanan burcu burcu toprak kokusu.
Şiirde müşahhas, sabahleyin uyanan canlanan kendi mecraında akıp giden gün batımından sonra uykuya yatan tabiat, günümüz insanının özlediği bir parçası olmak için can attığı gerçek, insanın özü tabiat.
Şairin insana çığlığı öptüren, leyleğin ağzına dünyayı yerleştiren, güvercinlere çığlık attıran, çocukları koşturan muhayyilesi önünde saygıyla eğiliyor bir karacanın duyduğu yalnızlığı duyan yüreğini öpüyorum.
‘’Yaşamak sonsuz süsler eklemektir gerçeğe’’
‘’Ölümse, açılan bir eski zaman sandığı’’
Kim eskimek istemez, kim yaşamak ve yaşlanmak istemez böyle bir tabiatta, kim böyle yerde ölmek istemez ki.
Hiç bir hileye hurdaya, hiç bir cambazlığa başvurmaya ihtiyaç duymayan gerçek saf öz şiir bu.
Antoloji yönetimine bize edebiyat ve şiir nam-ı hesabına sağladığı imkanlardan ve sunduğu şiir ziyafetinden dolayı çok çok teşekkürler.
Güzel şiir bu.Toprağının üstünden baharlar geçedursun.
Güzel uyu usta
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta