Yaş bezde sarılı yumurta közde
Çayın cızırtısı kulakta özde
Yemekte pişerdi bir diğer gözde
Eskiden guzine sobamız vardı
Odun sabasıydı kömürde attık
Küçücük odada sıcacık yattık
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiiriniz başlığı ile ilgimi çekti ve sayfanıza girip okudum,yüreğinize sağlık.Gerçekten düşünüzden olduğu gibi beyaz sayfaya aktarılmış samimi duygularla yazılmış bir yaşam tasviri.Beğeni ile okudum,antolojimde.
Harika bir şiir okudumHarika bir koşma!Kutlarım!Lütfen şiilerinizi özelime atınız.YUVASIZ KUŞ
Günümüzün gençlerinin yarınlarda yazacakları şiirlerin bir 'kuzine' izi, sıcaklığı taşımayacak olması ne kadar kötü. Şimdi farkında değiller belki ama neleri yaşamadıklarının...
Kaleminize sağlık sayın Meryem Durdu...
Yüreğinize sağlık Meryem Hanım. sayenizde çocukluğumun geçtiği köyüme şöyle bir gidip geldim. Ne güzel ifade etmişsiniz O güzel yaşantıyı. gerçekten bu şiirinizi okuyan her kesin mutlaka bir anısı canlanır gözünde. tekrar tekrar elinize yüreğinize sağlık diyor, saygılarımı sunuyorum...
Ben ne diyeyim meryem hanım yaşanmış gerçekler hissederek yazılanlar bamabaşka oluyor içim ürpererek okudum anlattıklarınız benimde yarı yarıya yaşadıklarımla örtüşüyor ama bizde eksik olan bir anamız da yoktu maalesef tabrikler
Her ne kadar teknolojiyi tüm harikalarıyla yaşasak da, eski anılar yaşamlar ve yaşanmışlıklar gözlerimizin önünden gitmiyor dost yürek, özlemler bitmiyor... Kutlarım, mutluluklar sizinle olsun.(10on+)
Yatağım çayırdan, yorgan yamalı,
Gün boyu üflerdi çoban kavalı,
Koyunlar neşeli, keçi havalı,
Koruyan,gözeten babamız vardı.....Mustafa Hoşoğlu
Eski günlere götüren keyif ve beğeniyle okuduğum güzel bir şiir. Muhabbetle kutlayarak esenlikler temenni ederim.
+..
Bolluk var ama bereket kalmadı.Teknoloji bütün yükü aldı, tembellik ve hastalık başladı.Azla yetinirdik şimdi yiyecek içecek ve giyimde tercih yapmakta zorlanıyoruz, hiç bir şey beğenmiyoruz. Özlemeyi özledik, sabahtan akşama cep telefonu, kimilerinde iki tane var.Son 30 yılda çok şey değişti. Selam olsun darlık ve mutluluk dolu o eski günlere. Çok güzeldi. Kutlarım, saygılar.
Birol Hepgüler.
cok cok güzel bir siirdi..akici ve etkili..yüreginize saglik...tebrikler
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta