Eskiden. Şiiri - Yıldırım Doğmuş

Bir şeye başlarken deriz ki eskiden
Memnun olmadığımızı belirtiriz şimdiden
Peki neler kaldı o güzel geçmişimizden

Çember çevirirdik Çelik tellerle
Suyu çeşmeden içerdik ellerle
Evcilik oynardık bez bebeklerle

Ağaçlara tırmanır meyve koparılır
Salıncak kurulur büyük küçük sallanılır
Ağaçtan tabanca ile hırsız polis oynanır

Topaç çevirirdik kızlı erkekli
Kiminde naylon ayakkabı kimi terlikli
Seksek oynardık sokakta yerimiz belli

Körebe yakan top saklambaç oynardık
Ebe seçerken o piti piti der sayardık
Ebelemece oynar köşe bucak koşardık

Uzun eşek dalya parmak misket
Oyun yeriydi sokak herkeste hareket
Gece ıslıkçıbekir oyun isterdi cesaret

Yağ satarım bal satarım ip atlama
Hep beraber oynardık bağıra çağıra
Kulak kabartırdık sokak satıcılarına

Sokak lambası yoktu karanlıktı
Ona keza yıldızlar ay daha parlaktı
Evlerde soba yanar gönüller sıcaktı

Turşu salça tarhana evlerde yapılır
Kışlık hamur kesilir reçel konserve hazırlanır
İyi günde kötü günde mahallece toplanılır

Geceleri mahalle bekçileri düdük çalar
Hırsız arsız ne varsa duyan hemen kaçar
Radyolarımız vardı ancak büyükler açar

Çizgi roman okur masal dinlerdik
Komşuda pişeni mutlak bizde yerdik
Kardan adam yapar kızaklara binerdik

Gecekonduda yaşar düşler kurardık
Sinemada görüleni biz gibi oynardık
Bir tasta çorba içer kuruya ekmek banardık

Eksik bıraktık biliyorum böyleydi eskiden
Düşler gerçek oldu hoşnut değiliz şimdiden
Beton evlere doluştuk selam sabah yok kimseden