Bu şehir, eski bir plağın cızırtısı şimdi;
Her köşe başında aynı ses, aynı telaş.
Oysa ben, dünkü sokağı arıyorum hâlâ,
Tarihin küf kokan, tenha bir çıkmazını.
Orada, kırık bir pencerenin ardında,
Zamanın yüzünü gördüğümü sanırdım.
Unutulmuş bir eskici dükkânı gibi hayat,
Herkes bir şeyini bırakmış içeride.
Paslı anahtarlar, solmuş mektuplar yığını,
Ve benim gençliğim, bir köşede tozlanmış.
Ne zaman elime alsam o eski saati,
Akrep ve yelkovan geriye doğru koşar.
Yaşlı bir kadın geçti önümden az önce,
Gözlerinde asırlarca süren bir yağmur.
Bana 'Dur!' dedi, 'Nereye acele ediyorsun?'
Oysa ben durdum, sadece ruhum yürüyor.
Sırtımda taşıdığım gölge, benden ağır,
Güneşin altındaki her şey, bir anda buhar.
Betonlar yükseldi, deniz çekildi içimden,
Ama o eski çıkmazda, bir güvercin uçar.
Biliyorum, o da bir yalanın son perdesi,
Yine de beklerim, belki bulurum seni.
Dönüşü olmayan bu yolda, geriye bakmak,
Tek tesellimdir, eskici dükkânında kalmak.
Kayıt Tarihi : 17.12.2025 16:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!