Titreyen bastonun izlerinde,
sallanarak yürüyen eski zamanları,
bir kenara savrulmuş gibi duran,
sessiz gölgelere sordum.
Sanki hasretlerin bulutlarına gizlenmiş.
adsız nice kahramanların,
hayat romanlarını okudum.
Zamanın dar sokaklarında,
akarken göz yaşlarım.
Hayat kuytularına çöken.
eriyen eski mumların,
islerini sanki soludum.
Ağlayan gözlerinden sildim.
dökülen ak saçlarını.
Dinledim...
Kenar mahalle kaldırımları gibi,
her zaman ıslak,ve de nemli.
Solgun hayatların eşsiz aşklarını.
Hayatın tarağındaki yolların,
izlerinde yürüdüm.
üç- beş mandalla tutturulmuş pazarlıkların,
Tebessümünü seyrederken,
yüzlerdeki resmine güldüm.
Anladım ki,geçen zamanların öfkesidir.
kolayca sattıkları.
Ama bazen de,
Acımasız hırsın karanlığında,
kaybolan kıymetleri gördüm.
Bu kadar çabuk mu eskiyecekti yıllar.
Çile tarlalarında biçtiği başaklar nerede?
Hayat ırmağında akarken,
estirdiği hırçın dalgalar.
Şimdi kaldı geride.
Ayrıca,gençilk harmanlarında,
savurduğu tanelerin yerine.
Yolduğu zamanın,
samanların gölgesi,
düşmüş ellerine
Ümitlerini,titreyen elleriyle,
koydukça çuvallara.
Yüklendiği acılarda.
Eskittiği zamanın dertlerini,
Eskiciye giydirmeye çalışırken,
Hayatını üç kuruşa,
satanlara gülerim.
Kayıt Tarihi : 25.1.2007 21:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!