Eskici Şiiri - Deniz Ekrem

Deniz Ekrem
66

ŞİİR


64

TAKİPÇİ

Eskici

___Yalnız bir bulut çıplaklığıyla bakıyorum sonsuzluğun duvarına,zıplıyorum yerimden, birden oturuyorum tüm ağırlığımca. Yanıma Sonbahar yanaşıyor tertemiz kalbi ve gözleriyle dokunuyor yanaklarıma ki yanaklarım daha solgun değildi! Biri fırlıyor omuzlarımın üzerinden bir mermi gibi çocuk haylazlığını kuşanıp, benim içimdeki biri peşisıra koşuyor avaz avaz, nefesi kesilecek diye ödüm kopuyor...Benim öleceğim tutuyor...

___Kitaplığımın ardındaki duvara sakladığım yüzünü çıkarıyorum karşıma, yüzün buğulu,yüzün hüzün, yüzün içimde bin bir keder...Anlatmak...! Acıyan yanımı sana vermeden bakıyorum,gözleri(m)n mi alarga bakan sorgusuz? İşkenceyi alıp getirmişim kaybolan düşlerimin parmaklarına takıp,tırnaklarını çekiyorum tek tek. Parmaksız kalmak değildi korkum,eldivensiz olmaz bu kış kıyamette! Sende bilirsin ne beter olur bizim burada kışlar anlatmaya ne hacet; üşüyen yanıma güneş yatırılır sanırsın, güneş donar,güneş ayaza tutamaz gönlünü,güneş üşür...Güneş sıcak iklimlere kaçar bizim buralarda bilirsin! Bilemedim...!

___Düşümde geleceği(ni) görmüştüm! Darmadağın bir kalabalığın içinde belirmişti(n) aniden geleceği(n) gözlerimde...Bir dilencinin avuçlarını ödünç alıp açmıştım yüreğime benzetip,ezilip büzülmek ne zormuş meğerse... Mezarlığımın karanfil kokan yanına oturup düşündüm sonra; aklımda binlerce bilemediğimce dua. Gökyüzünden salkım saçak hırsızlık yapacağım kimin aklında vardı? Ben böyle ölümün bilmem kaçıncı kilometresinde, solgun,buz yüzüme dokunan ağaç dallarının sesine takılacaktım öyle mi? Yok olmanın bakirliğine el sürmeden dolaşan oraklı amca yüzün neden görünmez bu ışıklı yolda? Ki amcam değil tanımıyorum...

___ Elvedalara allayıp pullayıp gönderdim geride kalan gençliğimi, sen el salla çocukluğum gelmez artık,emeklemek bile unutuldu tarafımdan! Gidilen yerleri unutulan acıyı takmışım nasihat diye babamdan beynime. Savaş alanlarında tozlu cesetlerin üzerinden sıçrayan at nallarına kesilen kulaklarımdaki tarifsiz vızıltıları duymayan bir ben miyim? Göğsünde bir hançer yeni işlenmiş demirci körüğünde,özene bezene,işlemeli boncuk boncuk sapında,nice yiğitlerden kalma kanlar...Ne büyüksün sen demirci usta...Kanım ne kırmızı...

___Özgür ülkelerin halkına dönmüştü bir zaman yüzüm; evde,yolda,tarlada,pazarda pazarlıksız. Alnında terleyen emeğin sıcak ekmek kokusunda, saçlarımın kış ayazda savrulmasında, tuttuğum onca elin ayasında ve sevdanın en yaman, en keskin kıyısında...Yüzüm...

___Yüzümde yüzünün cennet serinliği!

___Yüzünün yüzünde cennetin kendi bahçesini sulayan Özgür gülüşün

___Gitgide yaklaşan ağırlığı sesi hayatının, gri boşlukları dolduran tınısı sesinin...O her şeyi dirilten dokunuşların alaca renginden sıyrılan maviyi tutuyorum; fırtına mıydı gelipte çarpan,deli bir kasırganın elimi değecek sanırsın saçlarının dokunamadığım teline? Ateşte yanan ruhumun kalkanıdır seni saran kollarıyla...Belin ne ince...

___Tarihe dönüyor gözlerim yine,başımda bin bir bela,beter kışların soğuk havlaması,ötede Çınar ağacı gövdesine yaslanan bir eskici,torbasında yastık yastık düş izleri...Serçelerin konup kalktığı bir dal,kırık sevdalar gibi kanlı uçurum rengi. İnsanlıktan kalma ayak izleri,kar üstünde ekmek kırıntıları şaşkın duraklara yolları çıkan şaşkınların delik torbalarına takılan eller...Hasretinde yıldızları sarı saçlarının tokasıyla kırpan bir kız çocuğunun ayakkabısız kalbi...Dağ yalnızlığını dağdan daha büyük büyütmeliyim eskiciyim deyip,dokunmalıyım saçlarına sarısının...Ve kalbini alıp koymalıyım okumak için eskiyen tozlu gözlerimdeki rafıma en güzel kitap deyip insana! Hangi insanın sayfasını çevirdi ki yüreğim!

___Sevmek için beynimi kalbimle parçalayıp kim bilir kaç bahara koşacağım kaç kışın üzerinden atlayıp! ?
Kaç dize yeniden hayatı tanıtacak her birinde ayrı bir özet sunarak! Yeniden başlamak için emeklemek aklına gelmez artık aklımın! Ne kadar ağır ve yavaş anlayacağım? Bir gölgedir artık aşk ama tanımadığın birisinden önce yürüyen! Hain bir sırıtmadan öteye gitmeyen karanfillerin kırmızı dudakları,çıldırmak gibi bir şey...Çıldırıyorum...Torbamda bir sensizlik!

___Çingene çalgıcıların çoban ateşindeki dansına atarım kendimi, bir Deniz'in göz kapaklarında beliren yakamozların iç çekişi vurulur,bir şilep ezer geçer dalgalarını ki dalgalar büyümeliydi oysa! Kentin ışıkları ay kadınlığına soyunur gözünden sakınıp bedenini. Kentler Deniz'e kavuşmadı; Gülüşün nerde?

___Güneşle kavgayı duruyorum tunçtan karğılarını getiren tanrılar neredesiniz? Hani Ateş,Hani sevgi,hani Barış, hani Aşk Tanrısı? Neredesiniz....?

___Torbamda bir suskunluk var çığlık çığlığa!

Deniz Ekrem
Kayıt Tarihi : 1.9.2006 01:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yasemin Elbek
    Yasemin Elbek

    Ne Deniz'ler heba oldu da bitmedi bu karanlıklar bitemedi bitirtmediler karanlık yüzlüler Tanrılar sağır tanrılar kör dahası insanlık hepsinden beter Şair

    Cevap Yaz
  • Arzu Öztürk Özdemir
    Arzu Öztürk Özdemir

    Kitaplığımın ardındaki duvara sakladığım yüzünü çıkarıyorum karşıma, yüzün buğulu,yüzün hüzün, yüzün içimde binbir keder...Anlatmak...! Acıyan yanımı sana vermeden bakıyorum,gözleri(m) n mi alarga bakan sorgusuz? İşkenceyi alıp getirmişim kaybolan düşlerimin parmaklarına takıp,tırnaklarını çekiyorum tek tek. Parmaksız kalmak degildi korkum,eldivensiz olmaz bu kış kıyamette! Sende bilirsin ne beter olur bizim burada kışlar anlatmaya ne hacet; üşüyen yanıma güneş yatırılır sanırsın, güneş donar,güneş ayaza tutamaz gönlünü,güneş üşür...Güneş sıcak iklimlere kaçar bizim buralarda bilirsin! Bilemedim..

    Torbamda bir suskunluk var çığlık çığlığa!

    Kelimeler kifayetsizliğine bürünüp susuyor yine...Ne denilir ki hüznün karşısında demlenip içiyorum...

    Cevap Yaz
  • Fatma Gürsel
    Fatma Gürsel

    Çok güzel, çok begendim masal gibi ama hüzünlü sanki.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Deniz Ekrem