♡ESKİ ZAMANLARDA PÜTÜRGE♡
Yıkılırken,
geçmişin gölgesinde,
yaşayan haneler tek tek,
Çırpınır soluk alır,
anılar ve hüzünlü gelecek...
hatıralar yurdu toprağım,
viran olmuş,
tarûmar olmuş,
hanelere feryad eden,
hüzünlü bir baykuş konmuş!...
Canlanırken yüreğimizde,
teker teker, sisli hatıralar,
Kanıyor içimizde,
maziye karışan yaralı anılar...
Hasrettir kulaklarımız,
eski zamanın içindeki,
demirci örsünün,
ritimli nağmelerine,
Yemenicilerin çekiç,
Kalaycıların körük seslerine...
Aşağı obadan yukarıya,
akarken hayat,
İnsan uğultuları içinde,
yaşardık heyhat!..
Zamanın ruhu,
içimizde yaşıyor,
eski zamanlardaki,
PÜTÜRGE,
gözlerimizde ağlaşıyor...
PÜTÜRGE sevdası,
yüreğimizde koca bir kordur!
karışıyor hasretimiz,
özlemlere doğrudur!
küllenmiş duygulara,
esir olurken zaman,
Unutuluyor hafızalarda,
eski devir,eski mekan,eski han!...
Zaman geçmişten,
bugüne ses verir durur,
insan,geçmişle avunur,
anılarla var olur!
Canlanıyor gözlerimizde,
eski hatıralar,
eski zamanlar,
İnsan iç çekerek hatıralara yanar...
Ruh her bir solukta,
geçmişi arar durur,
Viran olmuş hanelerde,
çimenler otlar kurur!
bahçelerde bağlarda,
tüneyen bir baykuş durur,
söylenen yanık tellerde,
eski zaman kaybolur...
Keşke İnsan hatıralardan,
geçmişe bir yol bulsa,
eski zamanlardan,
eski insanlardan bilgece dersler alsa!...
Eski mekanlarda yaşıyor,
zamanın ruhu,
eski zamanlarda duruyor,
özlemlerin soluğu...
Yüzlerde acılı yılların,
bitmeyen çilesi var,
yaşanamamış gençliklerin,
sızılı hikayesi var...
Geçerken film şeridi gibi,
gözlerimizden,sessizce zaman,
insan nasıl duyarsız olur,
acılı bunca hatıradan!...
Çocukluğumuzdaki,
taş mektep,
tahta sıralar,
siyah önlükler,
beyaz tebeşirler,
saflıkla çarpan yürekler,
erdemli öğretmenler,
Ve mukaddes emeklerinden,
yetişen,Güzide nesiller...
Mektebin önü,
Taşbaşı,
Harıküstü,
Körpücek,
Gımıklar,
Oluk,
Yukarı mahalle,
Aşağı mahalle,
Karşı bostan,
Arasa,
Soğancı obası,
Mencik obası,
Soğukpiyer,
Kavağın deresi,
Kaldırma,
Harmanlar,
Köreligilin bağı,
Yadıma düşünce,
ince bir sızı gibi,
yakar mekanlar bağrımı...
Ne yana baksam durur
Yürek yarası,
Ve bütün anıların,
burun sızlatan,
nazenin bir hatırası...
Şanpiyerden mehraba doğru,
çınlar neşeli kahkahalar,
mezarlık içinde yas tutan,
yüreği yaralı bir ana ağlar!...
Gördüm,
acılı yüzlerdeki,
çaresiz hisleri,
Kısılmış gözleri,
kesilmiş nefesleri...
Oturdum,
bir kocamış,
ceviz ağacı dibine,
sessizce,
Yakınca cigaramı,
çektim ciğerlerime derince...
bir damla yaş süzüldü,
yanaklarıma ince ince,
eski zamanlar da,
nede güzelmiş,
cennet PÜTÜRGE!...
Hatıraların,
göz yakan dumanı,
film şeridi gibi,
gözlerimden indi,
bir bir geçip gitti,
geçmişle,
gelecek arasına,
siyah bir perde indi...
Heyhat anladım!
gelmez!
geçen günler,
bir daha geriye,
beyhudeymiş feryat figan,
boşunaymış ağlayıp yerinme!...
Anladım Hayat gibi,
herşeyin bir sonu varmış,
beldelerde,
takdir edilen ömrü yaşarmış...
İdrak edince hakikatin,
can yakan gerçeğini!
boşa düştü alemin,
gözalan binbir rengi!...
Pişmanlık duydum,
ulaşamadığım,
çare olamadığım,
hanelerdeki,
her bir acıya,
hiç bir ilaç,
deva olamadı,
yüreğimdeki sonsuz sancıya...
Ruh bedenden ayrıldı,
sandım bir an,
geçti gitti,
eski insanlar,
arkalarına bile,
dönüp bakmadan!...
Hikayesi derindir,
kadim Pütürgenin,
Her bağırda yanan ateştir,
Sevdasını çekenin...
Gönlü güzel,
ruhu güzel,
mertlikte güzeller yurdu,
herbir taşına toprağına,
bin can kurban olurdu!...
Kubbe dağındaki,
tipi olur,
kar olur,
boran olur insanı,
Şiro çayında durulur,
akar su olur,
bahar olur kızanı...
Gördüm,
geçerken,
beydağlarının,
karlı zirvelerindeki,
hasrettir,
Ve hatıralar silsilesi olan bu devir,
eski zamanlar,
yeni zamanlarla yer değişir...
Aklıma düştü,
eski zamanlardaki hatıralar bir bir,
sanki bedenlerden çok,
hatıralar zamana esir...
Baktığım her yerde,
yarım kalmış bir hikaye var,
maziye ağıt yakar gibi,
yıkılan taş duvarlar!...
geçmişten fırlayıp,
gelecek gibi canlanır anılar,
Yürüdüğüm yollar,
taş kaldırımlar,
Hüzünlü sokaklar,
ve hanûman olmuş hanlar,
Yıkılmış konaklar!...
Bir hasret biterken,
biri başlar yadımda,
insan geçmişinden bir iz arar,
ardında bıraktığı,
bütün hatıralarında!...
Okul zamanları,
tertemiz aşklar,
saf duygular,
günahsız gözler,
platonik duygular,
sevdalı bakışlar,
utangaç sözler,
Ve yüreklerde sır olmuş kalmış,
Tertemiz sevgiler!...
Ne kadarda bozulmuş zaman,
ifritten bir çağdayız!
Yaşadığımız,
O günahsız duygulardan,
Çok uzaktayız!...
Şevkle yaşadığımız,
gençlik zamanlarımız,
Maziyle bir köprü kurar gibi,
yaşattığımız hatıralarımız...
Kopuyor yavaş yavaş,
maziyle bağlarımız tek tek,
Her giden içimizden,
bir parça daha eksilterek!...
"ESKİ ZAMANLARDAKİ PÜTÜRGE"
içimizde donmuş kalmış,
hatıralar hep maziden,
Acı bir teselli almış!...
Ahmet Ziya İnam
17 Ocak 2021.Mersin
Kayıt Tarihi : 21.2.2021 10:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Doğduğum büyüdüğüm yüreğe serpilen duygularımın neşet ettiği,anamın babamın atalarımın yattığı topraklara özlem duyduğum eski zamanlardaki PÜTÜRGE'ye hasretin solukları,yüreğimden dökülen ifadeler!... Sevgi ve Minnetle toprağıma!...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!