Eski zamanların dostlukları bilincimde örselenir, muzaffer orduların geçit törenleri
Yitik hatıralar diyardır, toprak kana doymuştur bir kere ve o, vakit zaman kendine yenilmiştir
Faydası yoktur anaların feryatlarının dağları çeker üstüme, çekerde giderim buralardan,
Şimdi bırak kendini yağmurun kollarına, çırılçıplaksındır, ıslanırsın.
Arınır bedenin bütün günahlarından, bir tek su kokmaz. Korkularından kaçamaz bir insan,
Ne halin varsa gör der. Kapıyı çarpar gidersin! Mistik bir hayal âlemindesin,
Sen bile fark edemezsin.
Bir militan haykırır ansızın.
Yankısı boğulur karanlıkta, duymaz kulakların, yıldızlar not etmiştir yaşadıklarını.
Ütopik mevsimler yanaşır yanı başına,
Baharda açan çiçekler düşer ilk önceleri aklına.
Sonra kokuları burnunda tüter, annenin çorbasını özlemişsindir lakin dilin dönmez tıkanır kalırsın
Oracıkta;
Oralar uzak birer mahşer yeridir hafızanda, devrim şarkıları ölüme koşan bedeninin morfini
Gibidir. Biri anar seni uzaklardan, kızıl ordu marşı yükselir tozlu odalardan, pencerenin
Kenarında rüzgâr biriktirmiş anıları.
Sen şimdi bir beşikte sallanırsın usulca dört duvarda olsa dört bir yanın.
Yakamozlar seni bekliyor hala bir kumsal kenarında.
Direnc KöseKayıt Tarihi : 10.3.2009 16:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!