Bir zaman yolculuğu vardır adeta eski resimlerde beni etkileyen.
Sanki bir zaman makinesi, alıp benliğimi taa eski yıllara götüren.
Böyle eski resimler mi yoksa o yıllar mı, yada çocukluğum mu özlediğim.
Ne sırlar ne gizemler saklı o tozlu resimlerde, ne yaşanmışlıklar vardı acaba benim bilmediğim.
Ömür nede çabuk geçiyor bu dünya yollarında, yaşadığın bu gün bir bakıyorsun heeey gidi günler hey olmuş, yerini almış tozlu raflarda duran eski resimler de.
Sonra ne ben kalacağım ne o resimler tozlu raflarda, artık rafta yok, albümde yok, mazi silinecek göz bebeği kadar küçülmüş hafıza kartlarında.
Bir süre sonra ne adım kalacak ne sanım, hiç gelmemişe döneceğim, zaten doğmadan öncede yoktum ki bu dünya topraklarında.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta