Ramazanları vardı çocukluğumun…
Sevinç çığlıkları kulaklarımızda tüterdi,
Geçmek bilmezdi sanki zaman!
Yazın gölge arardık hep göğe uzanıp,
Uzak durup buz gibi akan pınara kanıp,
Ara sıra başımızı serinletirdik inceden.
Belki bir yudumlasam mı kimseler görmeden,
Tekne orucu idi bizimkisi ya kalma dededen..!
Mukabele okunurdu yine komşular her gün aynı saat evde,
Erişte pilavı, evelik sarması,
Mis gibi kokar kırmızı mercimek çorbası,
Evimizde kaynardı kocaman tencerede,
Herkes birbirine bir kap verirdi pişirdiği yemekten!
Beklerdik her gün ezanı ağabeyim ve ablamla bacada.
Hoca dedi Allah’u Ekber koşuuuunn ,
Okundu ezan yiyin yiyin haydi buyurun yiyin!
Karışırdı iyiden iyiye Ramazan sevinci yüreklerimizde..!
Her gün bir komşu olurdu iftar soframızda,
Hem kuşlarda gelirdi ara sıra bir de sığırcıklar!
Gözlerimizin içine bakan Bozo köpeğimiz,
Soframızın altında hırsız tüylü minnoş kedimiz…
Sonra tavuk kaz hindi ördek ne varsa nasiplenirdi o bereketten.
Abdest alır topluca namaza dururduk önde dedem..!
Çaylar içilir limonlu akide şekerli bir kıtlama şekerli,
Tabi Teravih zamanı geldi durur muyuz biz hiç!
Eski yapım minaresi bile olmayan köy camimiz…
Üst katına çıkardık usulca ahşap gıcırdayan merdivenlerinden!
Başlayınca namaz gülerdik kıkır kıkır biz arkada inceden,
Kimi yaramazlık yapıp koşardık saflar arasında…
Önde duran yaşlı amcaların takkesine uzanınca elimiz,
Yan yan bakınca korkar kaçardık tekrardan biz..!
Bizimkisi çocukluk ya! olsun mizah eğlence işte bakma!
Artık ne o gülüşler kaldı çocukluğumuzdan kalma,
Ne köyün yerlisi, ne sakinleri ne o Ramazanlar!
Gözetmez oldu zenginler de fakirleri,
Ne bölüştüğümüz ekmeğimiz ne bir tas çorbamız,
Ne dost kaldı, ne akraba ne tüten karası bacamız!
Oldu bak işte!
Hepsi beş para etmez Dünya çabamız...!
Kayıt Tarihi : 18.1.2025 11:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!