Eski Mısır’da
bir köleyim ben;
taşa sinmiş
soluk bir hatıra.
Sfenkslerin yüzünde
rutubetli bir izim,
yazıtların arasında
kaybolmuş bir adım var.
Kralın gölgesine
eğilir dururum;
soyluların buyruğu
yüreğime mühür gibi vurur.
Nil Deltası’ndan
sessizce süzülür ruhum;
bir an
İskenderiye rüzgârında
toza karışırım.
Ölümden sonra
kutsal bir inançla
sarılır bedenimize keten;
zaman, kokusuz bir tütsü gibi
başucumuzda tüter.
Güneş doğduğunda
piramitlere vurur gölgem;
gün söndüğünde
Osiris fısıldar yoluma.
Ra’nın nefesi sinmiştir
ritüellere;
çağlar ötesinden
kırık bir yankı değil artık,
kayıp bir medeniyetin
titreyen hafızası olurum.
Biz,
sessizliğin bile unutmaktan
çekindiği
Kadim Mısır’ın ölümsüz bekçileriyiz.
Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 6.12.2025 00:10:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!