Altı ay boyunca bizi kapıdan
Kara kara baktırırdı kara kış
Dağlar yol vermezdi kardan tipiden
"İllallah!" der bıktırırdı kara kış
Sıkıntıdan yüzümüz pek gülmezdi
Hayatımız hiç de kolay olmazdı
Ağızlar da sağlam bir diş kalmazdı
Sıka sıka döktürürdü kara kış
Derdimizi depreştirip azdırır
Derman için kapı kapı gezdirir
Usandırıp tatlı candan bezdirir
Nasıl da kök söktürürdü kara kış
Kartopi*yi tencereye koyardık
Kabuğunu ince ince soyardık
Akşamları muhabbete doyardık
Gaz lambası yaktırırdı kara kış
Haro** da un biter tükenir azık
Boyunlar bükülür yürekler ezik
Umutlar buz tutar moraller bozuk
Fakire diz çöktürürdü kara kış
Dana kuzu doldurunca ahır' ı
Unuturduk çekilen tüm kahır’ı
Dört göz ile bekliyorken baharı
Bazen gitmez çok dururdu kara kış
Ulgar Dağ' ı özler eski kışları
Gelmeyince küsmüş ötmez kuşları
Eminim dökerdik gözden yaşları
Yine boyun büktürürdü kara kış
Bu yazılanları okuyan beyler
Sanmayın Bilican gaipten söyler
Bunların hepisi yaşanmış şeyler
"İt azabı!" çektirirdi kara kış
17.01.2017- İst.
*Patates **Ambarın bölümleri
Yahya Bilican
Kayıt Tarihi : 18.11.2021 20:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!