Eski İstanbul Sokağında

Kırlar daha belirgin ayrılırken düşlerim gibi
Bu sokakların şahadet ettiği aşklar düştü zihnime
Eskimiş, kırıklara bezenmiş kaldırım taşlarında
O sevdaların izleri hala taze..
Yavukluya bırakılan mendil kovukları boynu bükük
Eski şaşalı günlerini beklemekte
Yağan yağmurun ıslatmasına aldırmadan
Tarih kokan İstanbul yaşıyor hala buralarda

Gözlerim mi yanıltıyor, yok serap değil gördüğüm
Kıvır kıvır saçlarını düşmüş omuzlarına
En güzel fistanını giymiş bir güzel var karşı duvar dibinde
Elinde şemsiyesi var, ama yağmur altında ıslanmakta sinesini
Yazmasını sarmış gerdanına, gözlerinde, gizli, mahcup bir bakış
Fidan boyu, sanki al gül goncasına bezemiş
Al fistanı ile öylece duruyor duvar dibinde..
Mahcup, ürkek bakışlara, sinesini döven yürek atışları eşlik etmekte
Tarihi bir sevda destanına şahitlik ediyor sanki düşlerim
Tarih kokan İstanbul sokağında

Dalgın duyularda adımlarken sevda kokan eski İstanbul sokağında
Bir erkek beliriyor karşı kapıdan, heyecanlı ve mahcup
Zamane delikanlısı değil belli mahcup yürüyüşünden
Bakışları kolaçan ederken yaklaştı gül fistanlı güzele
Sendeledi bedeni düşmek üzere
Belki kaldırım taşına takıldı belki de heyecandan
Ağır adımlar, ağır sevda çekiyor gibi titrek gözler
Bakıştı gül fistanlı güzelle, yürekler titredi belli
Yazması savruldu dalgalı saçlar üstünde,
Fes düştü bakışları gizlerken baş üstünde
Eski İstanbul sokaklarında yaşanmış bir sevdaya
Şahadet etti, kenarı işlenmiş ak mendili uzatırken genç kız
Utangaç bakışlarına sevdası sarılı sevdalısına..
Ben daha söyleyememiş iken sevdamı sana
Eski İstanbul sokaklarında,
Yaşadım senle tarihten kalma aşkı.