Eski Günlerin Rüyası Şiiri - Nedim Demirbaş

Nedim Demirbaş
230

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Eski Günlerin Rüyası

geceyi örtün üstüme
ulumalar mevsiminden ırağım
harfler damıtın yorgun yağmur damlalarına
alnımda biriken
mücessim pırıltılarla
hiç peygamber görmemiş
ıslak ormanların yılanları
ateşte nasıl yanarsa et
nasıl yanarsa ateş
öyle ırağım sesinden

çok heykeller insan burağında
aklım kafamda ağrılı
nezafet horgüçler peynirler
ağzım sulanıyor pınarları anınca

ey atmaca göğün utancı
ey karatal toprağın kanadı
bir bilet kesiverin artık
yabanlığıma

bir mendil hatırlarım
aklım esiridir yitikliğin
darmadağın balyozlarla
havayı döverim
ölümü unuttum
terli alnımla
terli ellerimle
gezindiğim sayfalar
eskileri getirsin

içimde kokmuş sulara
paspas damıtan
perişan annelerin
oğul sevinci
oğul telaşı

orda türküsüz bir dağ var
bir göç var
ellibeş yaşlarında bir mütercim
kovgun barolarda
dosyasında bir çizik arar
sevgilisinin kalçaları
nümayış çadırlarında
eşkıya ellerinde

orda bir çocuk
çığlıklarla büyür
eniştesi geç gelince
tüter elbisesi
artık bilmiyorum
istanbul kocakarıları
nasıl güler

bir ahşap evde paranın turşusu kurulur
mezar satar bir sokak
imamlar imamlar
bayılmış yarasaların
memeleri

bir tren geçer istanbuldan
vagonları öksürük kokar
çocuk yüzünü unutur raylarda
bir tespihte küflenir ikindi
biz tanrı aramaya çıkarız
heybeli adada

heybeli ada kızlarının
saçlarında
hangi erkek eli
gezinir

ve benellerimi saklarım
bir orak bir otu bulacak
ineklerden azade
bir bayır
ormansever çocuklara
doyacak
yıldızhanelerde basmalar
kızlarla yalnız kalacak

kızlar hangi türküyü söyleyecek
bir bilsek

Nedim Demirbaş
Kayıt Tarihi : 11.4.2009 19:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nedim Demirbaş