Bir zamanlar benim de
genç ve güzeldi fotoğrafım
gün geliyor onlar da
sararıp soluyorlar
solmakla kalsalar iyi
zaman içinde tek tek
ortadan kayboluyorlar.
haftalık fotoğraflar çekerlerdi
fotoğrafçılar bir zamanlar
rotuş yaparlardı kara kalemle
tab etmeden önce filmlere
artık kendileri olmayan bu fotoğraflarına bakar
mutlu olurdu insanlar.
Güzelleştirirlerdi yüzünüzü çirkinseniz
burnunuza estetik yapanlar olurdu
daha memedeydiniz o zamanlar siz
nereden bileceksiniz.
Ortanca halam haftalık fotoğraf
çektirmişti o yıllarda, bir gün
o kadar güzel çıkmıştı ki
siz “melek” deyin, ben “huri” deyim
sormak zorunda kalmıştı o
'Bu güzel kadın ben miyim? '
demeden yanlıştır, demeden ayıp
halam, camlattırılıp çerçevelettirilerek
vitrine konmasına izin vermişti fotoğrafının
ısrara dayanamayıp.
O an halam dünyayı sallamayacaktır
ama bedeliyse
düşüncesizliğinin
bir araba sopa olacaktır.
Şeytanın işi gücü yok pislik peşinde gezer
ertesi gün eniştemin koluna girer.
ikisi fotoğrafçının önünden geçer.
Basar mı bizimkinin yüreğini bir çarpıntı
Görünce resmi kalayı basar eniştem
'Vay, bu karı benim karı değil mi!
Ne de güzel çıkmış şırfıntı! ”
“Vitrinlere fotoğrafını koydurursun ha!
dur ben sana gösteririm eve gelince
bir rotuş çekeyim sana da gör
haftalık fotoğraf gibi ince...”
Ne eniştem var artık ne
o fotoğraftaki halam
ne de ben olacağım günü gelince…
“Pip”leyecek hepimizi azrail
'sobe' deyip 'solum sağım...'
sırra kadem basacak yarın
fotoğrafları gibi kendileri de
insanların.
Kayıt Tarihi : 2.3.2006 22:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)