Zaman fısıldadı
Gıcırdayan sesiyle;
Döküldü kum taneleri
Bitti
Ekledi buğulu nefesiyle
Hadi gel artık,
Gel artık gidelim
Hayatını seyredelim
Yaşlı adam anladı
Uşaktan paltosunu aldı
Ve taktı
Hiç takmadığı şapkasını
Durdu
Durdu ve usul usul
Baktı
Yaşlı adam
Daldı hayale
Uzun uzun düşündü
Anladı sonunda gerçeği
Maviliklerde bulmuştu
Huzura dokunmuştu.
Hava hayli soğuktu
Ama yaşlıya sıcak
Belki de bu gün onun
Yaşadığı son gün olacak.
Geçti sokağındaki
Dükkanların önlerinden
Sıra sıra, bir bir
Herkesin büyük işleri vardı
Belliydi gözlerinden
Herkes telaşlıydı bazısı kederli
Yaşlı adam gülümsedi
Yasladı sırtını bir duvara
Çıkardı cebinden bir sigara
Bırakalı olmuştu ama
Nefes almak dahi
Artık mühim değildi Ona
Yaktı sigarayı ve uzun
Uzun baktı ucundaki
Kızıllığa
Kızıllık büyüdü ve buğulaştı
Yaşlı adam yuvarlandı.
İç çığlığı duvarlaştı
Yaşlı adam küçüldü
Küçüldü ve hiçliğe
Gölgesizliğe yakınlaştı
Kaldı elinde sadece
Yanık bir sigara
Onu da artık
Aldı zaman ellerinden
Uzadı büküldü ve tuhaflaştı.
Zihniyle bütünleşti
Ve gerçeğe yakınlaştı
Kayıt Tarihi : 23.4.2021 07:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri 6 Kasım 2018' de yazmıştım. Ölüme karşı olan çaresizliğimizi bir yaşlı adam üzerinden aktarmaya çalıştım. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, hayat ne kadar değişirse değişsin biz her zaman öleceğiz. Şu hayatta emin olduğumuz tek gerçek budur.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!