Eski bir yaradır, hep kanar...

Doğan Durgun
22

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Eski bir yaradır, hep kanar...

Kendi uzaklarıma kaçtım
uzaklara…
en uzak, senin olduğun yermiş
en uzağım, uzaklarıma…

Ayaklarını uzatmışsın, elinde çay bardağın, kültablasında sigara, televizyonda eski bir filmi izliyorsun. Her şey kendi rutininde ilerlerken bir sahne gelir ekrana, ilişkilerini ve aşkı sorgulayan, ayrı yollara vurmaya hazırlanan kahramanların diyalogu, sızar ruhunun derinliklerine. Unuttuğun, unutmaya çalıştığın eski bir yaranın durmadan kanadığını fark edersin. Kanayan o yara uzaklarındır senin.

dicle’nin suyunda yıkandım
saçlarımı güneş kurutmuyor
öksüz yanıma kaçtım
öksüz yanım, uzaklarım…
bütün günahlarımı
ince pelür kağıda sardım
bir şişenin içinde
saldım, debisi yüksek nehrin birine
uzaklara varamadı, uzaklarıma…

O yaranın bıraktıklarını tekrar yaşamaya başlarsın. İzlediğin film kendi içinde akarken, senin öykün ekranda oynayan filmdir sanki. Sonrasını, öksüzlüğünü, öne düşen başını, günlerce onunla karşılaşırım diye sokaklara, kentlere yol alışını, uzaklarına varamayışını. Film bitmiştir, sen oturursun, kendince günah çıkarırsın, hatalarını, keşkelerini masaya yatırırsın. Bir sigara yakar, içli bir şarkı dinler, pencereden uzun uzun uzaklara bakarsın.

aksak bir hayattan
muhteşem öyküler çıkmıyor
sözcükler ölü doğuyor
dipnotlarda kan akıyor
varamam, varsam da kaybolurum
uzaklarımın içinde…

Bitmemiş bir şiirdi bizim ilişkimiz diye mırıldanırsın, bitmemiş şiirin ölüm olduğunu bile bile… Günlerce ardından çaresiz bekleyişini hatırlarsın, en son dokunduğu şeyleri koklar, son dinlediği şarkıları tekrar dinlemek istersin. Oysa o gitmiştir artık, başkalarının öykülerindeki kahramandır. Bu aklına gelir gelmez, kovmaya çalışırsın çaresiz, o gizlediğin, iyileştirdiğini düşündüğün yaran kanar, kanar, kanar… Kaybolursun zamanın rahminde, varamazsın uzaklarına…

eski zaman çerçileri
çocuk gözlerimin masalları
mezarlıklardan yükselen ağıtlar
ekmek üzerine ne çok yemin ederdik…
artık hiçbir tren
varamıyor uzaklarımıza
sen dur daha
ve öpme gözlerimden
ayrılık olur…

Kapağı kapanmış bir öyküdür seni kanatan, bilirsin, susarsın… Bir zamanlar uğruna ölümleri göze alan, sensiz yaşayamam diyen, sen yoksan ben yokumları fısıldayan, gözyaşlarını öpen, tuz tadını alan, teninde kaybolan o kadın(erkek) başkalarına aynı şeyleri söylüyordur, bilirsin. Bilişin seni daha çok kanatır, yanılsama her şey, büyük bir yanılsama diye çığlık atmak istersin, dudaklarına kocaman bir keder çöker, susarsın. Kimseyi, onu öptüğün gibi güzel öpmek istemezsin, ayrılık olmasın diye…
Yarım kalmış bir şiir ölümdür, öldün bir kere, tam da aşktan inlerken öldürüldün aşk tarafından. Artık hiçbir şey o kanayan yaranı sağaltamaz, yaranla yaşayacaksın, iyileştiğini düşündüğün bir anda, zamansız bir şey hatırlatacak sana o yaranı, kanadığını anlayacak, varamayacaksın uzaklarına.

Not: yazılar arasındaki dizeler “ölü doğmuş sözcükler üzerine” adlı şiirimden alınmadır.

Doğan Durgun
Kayıt Tarihi : 15.3.2008 21:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Hüseyin Gömleksiz
    Hasan Hüseyin Gömleksiz

    baştan sona tek tek okudum,etkilendiğim ,uzaklara daldığım o kadar çok yer olduki.teşekkürediyorum ,kutluyorum şairim yüreğine sağlık .kalemin daim olsun

    Cevap Yaz
  • Selvi Cömert
    Selvi Cömert

    Öldün bir kere,tam da aşktan inlerken öldürüldün aşk tarafından...

    Cevap Yaz
  • Harika Ufuk
    Harika Ufuk

    TEBRİKLER...

    Cevap Yaz
  • Ayazda Bir Yürek
    Ayazda Bir Yürek

    Beğenerek okudum.Yüreğinize, emeğinize sağlık.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Doğan Durgun