Sandık kokuları yayılırdı
Ve kuru sabun.
Gelin telleri çıkardı bir tomar.
Sarıpapatyalar düşürürdü tozlarını
Kanaviçe işli bohçalarda.
Sararmış sayfalar
Öpülmeyi bekler dururdu.
Asık yüzlü aile büyüklerinin
Resimler de fırlardı ahşaptan.
En alta itilirdi onlar,çarçabuk.
Kesik kesik bakardı gözlerin.
İz bırakırdı.
Donmaksa...
Eski bir nehir gibi,bize yakışmazdı.
Ve sen bir çığlık gibi kalıveriyorsun
Gözlerimin ara sıra sorduğu soruların arasında.
İçinde yalnız kaybetme korkusu kalacak,her şeyi-
Ve bütün güzel şeyleri
Yalnız benimle paylaşma isteği.
(İstanbul)
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
tam puanla kutluyorum. Eski bir nehir. anlamlı şiirdi ve severek okudum.Serbest şiirde başarılısınız.Çok açık ve anlaşılan diliniz ve şiirin akıcılığı var.Selam ve saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta