Sandık kokuları yayılırdı
Ve kuru sabun.
Gelin telleri çıkardı bir tomar.
Sarıpapatyalar düşürürdü tozlarını
Kanaviçe işli bohçalarda.
Sararmış sayfalar
Öpülmeyi bekler dururdu.
Asık yüzlü aile büyüklerinin
Resimler de fırlardı ahşaptan.
En alta itilirdi onlar,çarçabuk.
Kesik kesik bakardı gözlerin.
İz bırakırdı.
Donmaksa...
Eski bir nehir gibi,bize yakışmazdı.
Ve sen bir çığlık gibi kalıveriyorsun
Gözlerimin ara sıra sorduğu soruların arasında.
İçinde yalnız kaybetme korkusu kalacak,her şeyi-
Ve bütün güzel şeyleri
Yalnız benimle paylaşma isteği.
(İstanbul)
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.