Ay harmanlamış, içine düşüyorsun.
Gecenin üçü ve ben hala yazıyorum.
Ağustosböcekleri, baykuşlar susmuş,
Duyulmuyor artık tren düdükleri, korna sesleri.
Kent derin uykuda, bir ben uyanık…
Birden solgun yüzün beliriyor yere düşen ayın ortasında.
Titrek dudaklarında acılı bir gülümseme,
Işıltılı gözlerinde ihanetin nemi,
İncecik parmakların bağlamanın tellerinde geziniyor.
“Aaah ah! ” diye şarkına başlıyorsun;
“Seher yeli dağıt beni kır beni”
Tam bu sırada Filistin’den,
Lübnan’an çığlıklar getiriyor güney yeli.
Sesindeki acılık güneyden gelen yele karışıyor;
“Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil, yüreğine sor beni”
Oysa daha sehere çok zaman var.
Birden uyanıyorum düşümden.
Özlemimin bahardan sonbahara düşmesi
Hiç bir şeyi değiştirmiyor
Ve hala sessizliği dinleyerek yazıyorum.
“Gözlerimden öpme” diyordun,
Gözlerinden öpmüyorum, eskirler.
Bir dahaki mektubunda
Upuzun kirpiklerinde hüznü görmemeyi bekliyorum.
Güzel gözlerinin
Güzel günler görmesini,
Güzel bir yaşamın olmasını diliyorum.
Kayıt Tarihi : 12.10.2008 00:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)