Eski, çok eski zamanlardan kalma bir şehrin, çok eski zamanlardan kalma bir binasının altındaki, eski bir kahvede geçen bir mevzudur bu..
Otuz, otuzbeş yaşlarında, kirli sakallı, gözleri kan çanağına dönmüş, dilsiz olduğu düşünülen bir adam kahvede oturuyor; çayını içiyordu.
Hem kahveci, hem de kahvedeki diğer adamların şüphesini kazanmıştı bu adam. Dalıp gidiyor, sadece çayını içiyor ve hep susuyordu.
Herkes göz ucuyla adama, adam ise elindeki çay dolu bardağa bakıyordu. Adam çayı yudumlayıp bardağını tekrar masaya koydu.
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta