Pencerdeki tüller kenara toplanmıştı
Sokak hizasındaki pencerden gelip geçenler
Koltukta oturan adamla göz göze geliyorlardı,
Adamın karşısında bir koltuk
Koltukta da bir kadın vardı,
Kadının saçları banyodan yeni çıkmış gibi ıslaktı.
Adam başını hafifçe kaldırınca
Kadının kızarmış gözlerini
Ve kıvrımları hala kırmızı kalmış
Ortası kireç kadar soluklaşmış
İki gergin dudak gördü.
Kadın adama bakmıyordu
ama elinde
Kabzası nazar boncuklu
Horozu kalkmış bir tabanca vardı.
Gez göz arpacık
Kaş göz dudakcık
Tabancanın namlusu
Kadının dudakları
Adama doğrulmuştu,
Adam ise bilinmez bir telaş içinde
Saçlarıyla oynuyordu,
Gez göz arpacık
Kaş göz dudakcık
Kadının kabzayı sıkan parmakları
İle dişleri sıkılmış dudakları
Ateşe hazırlardı,
Gez göz arpacık
Kaş göz dudakcık
Saniyeler geçmiyordu
Ama
Adamın gözünden geçmişi
Film şeridi gibi geçiyordu
Bu nedenle de elleri titriyordu,
Namlu ve dudaklar
Geri sayıma başladılar
Üç iki bir ateeş.
Tabanca ateş almadı
Dokuz kalibrelik kurşun namluda kaldı,
Dudaklar ateşledi
Kelimeler adamın kalbine daldı,
Adam sendeledi
İki kez kendi etrafında döndü düşmedi,
Yine başını hafifce kaldırdı
Kadına baktı,
Dudaklarındaki tebessümü oraya bıraktı
ve çıktı.
Adam yıllarca pencereden baktığı sokağa
Bu kez tam tersini yapıyordu
Sokaktan pencereye bakerken
“Keşke tabanca ateş alsaydı, sözçüklerin yarası hiç geçmez”
diye mırıldanıyoru.
Kadın ise hala koltuktaydı ama adeta çökmüştü
Pencerenin önünden geçen adama bakarken,
“Keşke tabanca gibi dudaklarımda kuru sıkı olsaydı”
diye düşünüyordu...
2012-20 Eylül
Ç.kaleboğazı Kıyılarından
Kayıt Tarihi : 21.6.2013 14:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!