Dışı pırıl pırıl sinek kaydı,süt beyaz,
açık mavi veya kırmızı
sapına kadar siyah renkli, İçi geniş, koltukları
naylon döşemeli, yanında tarifeli saatli,
pikaplı, etrafı damalı, eski İstanbul
Amerikan arabaları vardı.
Deri ceketli şoförleri hafif abi olur,
sinyalleri sol koldan verirlerdi. Yazın;
Kumral şoförlerin esmerdi hep sol kolları.
Yaylanan pikapta Zeki Müren dinlenir,
arabanın içi mis gibi vanilya kokardı.
Amerikan arabaların vitesi koldandı.
Ve kornaları direksiyondan dat datlardı.
Barboros Bulvarında aşağıya
bir inişi vardı,yaylana yaylana,
çocukluk ya; Kız Kulesi’ne gidiyoruz
hissine kapılırdım adeta.
Dolmabahçe’de statla deniz arasında
ortada trafik polis noktası vardı.
Üzeri tenteli, içinde polis,
şapkalı, dirseklerine kadar kolları beyaz renkli
dur, geç işareti verirdi el kol haraketleri.
Trafik lambaları daha icat edilmemişti.
O zamanlar İstanbul’da;
Beyefendiler, hanımefendiler bulunurdu.
Taksici Abi'ler iki tur fazla atmadan
taşralıları gidecekleri yere bırakmazdı.
Sekiz kişilik dolmuş taksilerin
memur zihniyetli şoförleri vardı.
İstanbul’un ara sokakları
o zamanlar da şimdiki gibi dardı.
Arnavut kaldırım taşları sık sık yerinden oynamazdı.
Çiçekli pencerelerden veya cumbalı evlerden
hanımlar sokağa sarkardı.
Taksici Faik Abi günde iki sefer
bir kova su ile arabasının içini dışını yıkar, paklardı.
Gazlı bezle en sonunda cila atardı.
Kışında radyatöre badem yağıyla mavi ispirto katardı.
Gelin arabalarının önüne oyuncak
gelin bebek oturtulurdu.
Arabanın önünü kesen çocuklara da
zarf verip kurtulunurdu.
Hususi taksi şoförleri kapıda,
devamlı müşterisinin dönmesini beklerken
ona da limonata ve pasta yanında
çikolata madlen ikram edilirdi.
Beklerken arabanın tozunu alırdı şoför bey,
müşteri kapıda gözüktüğünde arka kapı açık,
ceketin sağı solu toplanır beklenirdi.
Otomobilin lastiklerinin yanakları beyaz renkliydi.
Aynı dönemin büyüklerimizin en büyük özelliği
ceplerde bekletilmezdi su veya elektrik faturası,
gününde ödenirdi emlak vergisi, su parası.
Fileyi katlayıp bakkala gider ekmek alırdık,
ertesi gün yine aynı fileyi kullanırdık.
İşte böyle geçti bizim çocukluğumuz
mazide kaldı bu hercai ruhumuz,
renkli misketlere olan tutkumuz,
bir başkaydı bizim çocukluğumuz.
Kayıt Tarihi : 9.2.2007 09:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Akif Tiryaki](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/09/eski-amerikan-lar-2.jpg)
her geçen gün geçmiş ozlemi artıyor
her geçen gün sanırım herşey dahada kötüye gidiyor
çok güzeldi
yüreğinize sağlık
TÜM YORUMLAR (1)