Eski
artık zamanı değildi eskinin
yaz çoktan bitti bahçelerde
şimdi kokulu mumlar ve kalın bir perde
ile örtülü odalardasın, odalar her yerde!
sana ağlayan heykellerin kıymetini bil,
..........
..........
Kayıt Tarihi : 3.7.2013 22:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selahaddin Yolgiden](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/07/03/eski-61.jpg)
beni de!:(
Eskiden (!), ki bu bir gerçek, yurt dışına çıkan kişiler veya eğitimciler yahut topluma/topluluğa hitap edenler, ellerini başparmaklarından birini veya ikisini, ceketinin omuz hizasına yakın yerinden ceket yakasının altına koyarak;
Bir kısım hatip de takım elbiselerin içindeki yeleklerinin köstek ceplerine başparmaklarını takarak:
“BEN AMERİKADAYKEN!”
… diye söze başlarlar veya sözlerini sürdürürlerdi.
Övünç kaynağıydı, Avrupa görmüş olmak, Amerika’ya gitmiş olmak. Kendilerini toplumun çok çok üstünde görme gururuna, kibrine kapılırlardı. Sanki gittikleri uçak veya ne tür vasıta ise onda, gidenlerin kafalarına, ruhlarına bilgi, kültür, sanat, ilim üflüyorlar ve bütün dünyaları değişiyor, bir anda âlim kesiliveriyorlar…
Eskiden Amerika düşmanlığı en büyük bilgiçlikti, yurtseverlikti. Bileme hangi felsefe ilimdi, aydınlıktı…
Kapıları yıllarca kapalı olsa da, cazipti, doğruydu, gerçekti ve yüzde yüz haklıydı.
Görüyorum ki, pek çoğumuz, en azından bir kısmımız hâlâ o eskide kalmışız…
Hâlâ kendimiz olamamışız.
Kendi kültürümüzü, kendi inancımızı, kendi özümüzü bir kenara bırakmış, sözde gerçekleri yazıyormuş gibi, esip savuruyoruz.
*
Bir zamanlar, ki o yıllarda ilkokula gidiyordum zannımca, bizlere CANAVAR DÜDÜĞÜ’NÜN ne olduğunu ve seslerinin ne anlamlara geldiğini öğretiyorlardı. Yurttaşlık bilgisi miydi, neydi dersin adı bilmiyorum, ama Sivil Savunma Uzmanları tatbikat yaptırıyorlardı. Askeriye de destek veriyordu, hatırladığım kadarıyla.
Yapılması gerekenlerin en başında, “tehlike” düdüğü çalınca, özellikle gece ise, herkes evlerinin perdelerini sıkıca kapatacak, en kalın şeylerle ışığın dışarıya sızmasını önleyecek, arabalar sokakta ise farlarını söndürecek vs. gibi tedbirler…
(Tehlike Yunanistan’dı, Suriye’ydi, Rusya’ydı, Amerika’ydı…
Bunlardan hiçbiri tehlike değilse hayali bir tehlike yaratılıyordu…)
Demek ki o kalın perdelerden kurtulamamışız.
Üstelik bu perdeler sadece camlarda değil, her yerde. Her yer kalın perdelerle kapatılmış.
Güneşin önünü kesmiş, bulut yerine perdeler…
Peki, aydınlık nerde?
Bana ağlayan heykellerde mi?
Diyelim ki kasıt malum. O malum, gerçek yolun ilim olduğunu söylerken, milli ve manevi değerlere sahip çıkmamızı, yaşamamızı ve yaşatmamızı da söylüyor.
Yarım yamalak görmek yerine bütün olarak görmeyi neden düşünmeyiz?
Yoksa Amerika’yı yeniden mi keşfediyoruz?
İçteki ses diyor ki:
İlim ve inançla, manevi güçle (imanla) güzele ve doğruya yol al!..
Sevgi ve saygı ile.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
bunlardan olsa olsa reklam slogani olur.. icinde sesi dinle hokamola ic.. damlica gazozlari sofranizda lezzet.. gibi..
ben suraya senin gibi kadirsinas.. insan yorumu okuyum diye goz atiyorum..
yoksa coktan umidi kestim siirden..
yuregine saglik.. kalemin daim olsun.. vahap emmi nezdinde.. abdulil bey izpir.. avare deligunlugu dahil hak adil hakkaniyetli..yorumculari..kutlar..
ve yorum yapma deger vermek.. yorum yapmaki deger bulmasin edebiyati al asagi eden yazi deyip.. lal kalanlari tebrik ederim.. iyi ki varsiniz..
saygilar..
yaz çoktan bitti bahçelerde
bizimle ilgili kısmını okuyunca bahar
haklarımızı öğrendik bizde. yüreğinize sağlık selam ve saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (5)