Demokrasi, bu eşitsizlikti gelgitlerin, diğer taraftaki tropikal işleyiş alanı dışına çıkmaları karşısında sistemin şiddetli bir direnci ile vardırlar. Ekvatoral (tropik) alanda genelde tek tip (eşitlikti) özellik hakimdir. Gece ve gündüzün eşit olması gibi. Devamlı yaz mevsiminin yaşanması gibi. Ekvator alanın dışında eşitlik bozulması artar. Yani otoritenin yönü kaymıştır.
Diyelim ki A alanından B alanına geçen Otorite bir taraftan diğer tarafa doğru sertleşmiştir. Demokrasi bir sistem referans ayar denetimidir. Hem de sertleşen otoriteyi yumuşatan bir iliş kinliktirler. Değilse demokrasi; kendi başına bir var oluşlarıyla, hepimizin onun peşinde olduğumuz, bir milli piyango kuşu değildir. Eşitler arasında, demokrasi olmaz. Güç ile güçsüz arasındaki öznel irratasyonel reostasıdır.
Demokratik ilişki bağları, toplumsal korunan noktaların referans noktalarına dek alan zamanları içinde devinirler. Demokrasi, toplumun eşitlikti değinme noktalarına yaklaşılma girişmelerini başlatır. Yine demokrasiler eşitsizliğini koruyan bir kırpma, kırpılma, hareket türüdürler. Bir anlamda demokrasi eşitsizliği, yani sistemin girişmesini de korurlar. Sistem değinim noktalarının, ekvatoral eksene olacak çakışmağı düşmesini, önlemek içinde, eşitsizliğe dek olan; demokratik ilişkisini de yaratmaktadırlar.
Bu şu demek. Mevcut işleyişe göre, toplumun insanıyla, toplumun nesnesinin girişmesi bir üretim ilişkisidir. Yani yaşamsal sağlayıştırlar. Toplumun insanı (öznesi) toplumsal alan çizgisinin bir yanında yatırımcı gözükürken, diğer yanında da sadece üretim gücü gibi görünüşlerle, iki ana sınıflı kutbun polarma anmasına dönüşmüştürler. Eğer eşitlik varsa, sistem işlemez. Demokrasi ortadan kalkar.
Sınıfların her ikisi de eşitlik içinde ve karşılıklı sağlayışlar yapmaz ise, toplum işleyemez. Bu sağlayışlar korunan nicelikler yasasına göre eşitsize edinilmek zorundadırlar. Her bir sınıfların istemleri de yüzde yüz uyuşmazdır. Ki bunun rekabetti işleyişinin olması için ve alanlar geriliminin olması için böylesine bir uyuşmazlıkla olmak zorundadırlar.
İşte demokrasi her iki sınıfın kendi alanlarının eşitsiz olan ve eşitsiz olması gereken istemlerinde de, alabildiğine kırpma girişimleri yaparak sistemin her bir A ve B gibi alanını, alanları ayıran çizgi eksenin kendi tarafındaki değinme noktalarına doğru çeker. Demokrasi hareketi bu kırpma işini yaparken de, değinme noktalarının eksen çakışmalı eşitlik düzlemine düşmemesi için de, A, B alan eşitsizliklerinin de referanslarını korur olması, demokratik bir tavırdır. Eşit A, B gibi temel iki çelişki üzerine konum aşılmış çelişkiler birliği sistemler de, mini minnacık eşitsizlikçi çelişkiye düşürülmedikçe, teorik olarak ölü sistemdirler.
Demokrasiler de, eksen alan çizgisinin A, B alanı gibi her bir yanı içinde de, eşitsiz devinme noktaları oluşturmak zorundadır. Kabaca demokrasiler de; bir tembelle; bir anlayışı kıt biriyle, bir çalışkanla ve toplumsal işleyişe aktarımlar yapanların sağlamalarının, aynı olmayacak bir demokratik düzenlemesini de içermelidirler. Aslında demokrasi diğer kimi pek çok kırpılan girişen haklarınızı kullanmamız gibi bu mini minnacık eşitsizlikleri çıkarma hakkını ve referanslarını da; bir ayarlayabilme kullanımıdırlar.
Demokrasiler iki yüzü keskin bıçak gibi iki yöne de çalışırlar. Bir yanı ile eşitliği bozarlar. Bir yanı ile de olgu ve olayı eşitlik değinim noktasının referanslarına doğru, yani eksene doğru çekerler.
Nasıl eğitim istemeniz, eşitlikti demokratik bir haksa; sizin ortalama öğrenmeye göre referansla şan ve girişen, kırpma davranışlara nazaran, sizin hızlı öğrenen olmanız da; genel ortalama üzerinde bir öğrenme olanakları sağlatılan hak kırpılmalarına dönüşmesi, eşitsizleşme hakkınızdır.
Ürtetimse olacakla ve paylaşım yoluyla veya üretim araçlarına sahip olma ve üretim güçlerine sahibiyet yönü ile eşitsiz eşenler de; teorik olacakla, hukuken ve siyaseten eşittiler! Aynı suça aynı cezayı alacaktan, bu gibi yönleri ile eşit eşirlerdi. Eşitsizlik pek şiddetli ve somut iken, eşitlik teorik olmanın dışında soyut ve göreceli idi. Tabiri caizse hukuki siyasi eşitlik, saman altında su yürtmekti.
Yani bir yandaki eşitsizlik diğer yana (hukuka ve siyasete) ne yaparsanız yapın, eşitlik olacakla yansıma yapmıyordu. Teori (kuramla) ve uygulama farklı idi. Seçkinler, hukuk ve siyaset gücü ortaya çıkıyordu.
Bir yerdeki kontrolsüzlük, diğer yöne de katmerli kontrolsüzlük olacakla yansıyordu. Mülkiyeti olanın mülkten kaynaklı hukuk ile mülksüzün mülk yokluğundan kaynaklı hukuku çelişiyordu. Üstelik siyaseti de mülk finanse ediyordu. Finanse edemediğiniz siyasetlerde de, eşit odak merkezi olamıyordunuz.
Yani takım ruhunun kırpma girişmeli, birliğini gözeten demokratik hakkınız kadar, takım ruhu içinde 5000 kalori harcayanla, 7000 kalori harcayanın, harcamasına göre olacak eşitsiz sağlayışını yapmakta demokratik bir haktır. 7000 kalori harcayan, 5000 kalori harcayanın sağlayışı içinde olursa, diğer fark olan 2000 kaloriyi yetenek payı sağlayamaz olmakla, 2000 kalori enerji sıradan verimsizliğe dönüşen bir kayıp olur. Sıradanlık içinde eşitlik; süreci gittikçe durduran, süreci pasifliğe kaydıran verimsizliktir.
Toplum; insan, nesne kullanımdı ve insan, insana değin; bir simbiyoz yaşam ilişkisinin örgen-öznel eşilmesidir. Böylesi yaşam iliklisinde toplumun nesnel yanı, simbiyoz yaşamla ilişkili değildir. Tıpkı bir fasulyenin kuru bir sırığa zarar vermeden, Güneş’e uzanan sarılıcı birlikteliğinde; sırığın sarılıcı olan fasüyeden hemen hiçbir yarar ilişkisi yoktur. Toplumun üretim güçlerinin de insandan sağlayacağı, hiç bir yararları yoktur.
Siz bu nesnelliğe saygılı ve bağlı kalaraktan, dıştan bir yaratıcı etki ve dıştan bir düzenleme ile yasal ilişki bağlarını geciktirerek ya da hızlandırarak, olayı istenen yerde, istenen gibi belirmesini dizginlemenizle, nesneye karşı görece bir egemen eşmektesiniz. Egemenliğinizi oluşturarak kimi ilişki yasallıklarını, kontrolünüz altına almaktasınız.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 16.2.2011 09:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/02/16/esitlik-3-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!