Eşitlik 2 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Eşitlik 2

Siz gerilimin yönünü belirlememişseniz; yani akımın yönü A alanından B alanına doğru mu? Yoksa B alanından, A alanına doğru mu, akışın olacağı belirtilmemişse; bu durumda sistemin kendi dalgalanması olacaktır. Bu dalgalanma bir taraftan diğerine, diğerinden de bu tarafa doğru gelgit dalgalanmaları olacaktır.

Ekvator belirleyeninin, iki yanında bulunan oğlak (A) veya yengeç (B) içti sınırları arasındaki alanlardan birine doğru bir yayılma ile ilişkilerini bozmayan bir uzanım noktalarını giriştirme ve hareketlendirme konumunuz vardır. Bu konumda, toplumun öznel yapısını, toplumun nesnel olan yasallığına (eksen dönmesi çekimine) bağlı kalaraktan, gelgit hareketlerini sınırlı bir istenilen noktaya kadardan düzenleyebilirsiniz.

Siz çeşitli ekseni çapla bir tropik dönence aralığında direnç noktalarını kontrol ederekten sıkışan ve genleşen alan bölgelerine gel git hareketi yaptırıyorsunuz. Eğer bu tropik sınırdan birini, diğerinin lehine aşarsanız; oğlak ya da yengeç dönencelerinden birinden ötelere geçiş yaparsanız eşitsizliğin şiddeti artacağından denetlenme kontrolden çıkacaktır. Tropik konum ilişkileri bozulacağından ortam toplum ve halkın ayaklanmalarına dönüşecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken siz alanların her yerinde işlek değilsiniz. Korunan yapının referansı etrafında kontrolünüzle çember yapının denetimini sağlamaktasınız. Yani yapının korunan ilişkisi, iki yarım alana değin eşitlikti toplumsal uzay çizginin değinim noktalarından birini diğerinin belli değer alanları içinde hareketlendirilmesinin sağlanmasına dek olan gelgitlerini oluşturmaktasınız.
Gelgitler mekânı büyütmezler. Sadece hareketi ve zamanı yani olay ve olguları, ilk eşitlikti duruma göre daha fazla mekâna yayarlar. Sadece stabil bir ortam dalgalanmasını verirler. Bu yayılma A tarafın zaman ve mekânının da, ilk eşitlikti kutup alanından diğer B tarafın değinme noktalarının bulunduğu kutup alanına doğru yayılmıştır. B noktası da, çap değinme noktalarından biraz daha kendi içinden kutbuna doğru, kendi alanı içine doğru çekilmiştir. Olay ufku ve olay mekân ve zamanı sıkışmıştır.

Yayılan alan genişlerken, yayılan alanın tersi olan, daralan karşı alan da sıkışmış demektir. Artık olaylar girişmiştir. Gerilim başlamıştır. Gerilim, süreci akıtaraktan sıkışan alandan şişen alana doğru sistemin kazancını akıtmağa başlamıştır. Akım her iki alanın zamanını da, giriştirmiştir.

Değişkenlerin kontrol edildiği yerlerde, eşit olmayan; ama eşitliğe yaklaşan değerler elde edilir. Bu elde edilen nokta, hiçbir zaman eşitlik değerinde değildir. Ama neredeyse eşitliğe değindi değinecek bir nokta ve noktaların da ortalama değerleri tutturulmuştur. Yayılmanın geçiştiği girişme alanında; neredeyse, eşitsizliği sağlayan, sınırsız noktalar vardır. Fakat eşitliği sağlayan sadece bir, sadece bir zaman zemin düzlemi vardır.

Toplumlar, eşitliği sağlayan bu zaman zemin düzlemini ortaya çıkardığı an, sistem eşitleşir ve sistem devinemez hale gelerek, sistem istop eder. Ya da durağan dalgalanmayla yerinde sayar. Bu yüzden çapın ya da ekvator yal kuşağın, iki yanındaki alanların; ekvatoral çapa değinme noktaları, ekvator üzerine düşen bir çakışmayı sürekli yapmamalıdırlar. Sistem bu noktalardan geçerken, bu çakışmayı önlemek için bu tek noktayı atlamak zorundadır.

Sistem, ancak bu eşitlikti değinme noktaları civarında oluşlarıyla ortalama değişmeleri ile girişmeyi başlatmalıdırlar. Ortalama kavramı eşitlik ifade etmeyip; eşitliğe en çok yaklaşan, sitemi döndüren, sitemi çevrimle yen, sınır noktadırlar.

Sistemin ekvator yal çapın bir yanındaki değinme noktaları, yayılma yoluyla sitemin diğer yarısında bulunan tropikti özellik sınır alan içinde devinmesi, sistemin istisna ve tesadüflerini oluşturan çevre olmak zorundadır. Yani eksenin öbür yanına geçen devinim alanı, hem kontrollü değişmeli olacaktır hem de kaosun ve fren ilişkileri girişmeli dirençlerin oluştuğu alandırlar.

Atalarımız düzensiz bir eşitsizliği yukarıdaki gibi bir gelişme tutum lamasının içine soktuklarında, tanrıları yaratmışlardı. Aslında tanrılar, toplum ekvatorunun; nesnel zaman zemin düzlemdi çizgi alanın, iki tarafında da bulunan, aynı toplumun insandı öznel yanı idiler. Bu öznel yandan biri diğerine doğru mini minnacık bir eşitsizleşmeyle, kurbanını almaya başlamıştı.

Tanrı (eşitsiz toplumsak gelişme) kurbanını yaratmıştı. Bir tanrının kurbanı, diğer bir tanrı alan idi. İnsanın haz ve elem duyguları mihnet ve minnet duyguları devam ediyordu. Ne var ki bu kalıpların girişen dalgalarının kodları değişmişti. Şimdi haz ve elem duygunuzun minnet ve mihneti olacak vefa ve vefasızlıklar, toplumsak eşitsizliğin referansı ile belirleniyordu. Haz ve elem duygularınızın kodları tanrıların eli ile tanrıların el birliği ile belirleniyordu.

Oysa eski haz ve elem duygunuzun minnet ve mihnet durumu doğal çevrenin beliren güdümü ile belirleniyordu. Referansınız bu idi. Güneş doğarsa mutlu idiniz, yani haza batıyordunuz. Üşürseniz mutsuz ve sıkıntı içinde idiniz. Bu iki kırılmanın elinizde olmayan hal geçişmesi her iki durumun da hem korku ile hem sevinçle saygınlaşması olan minnetinizi ortaya koyuyordu. Saygınızın biri korunma yönünde olurken, diğeri de yararlanmanın, sürekliliği yönünde oluyordu.

İşte şimdi haz ve elem duygusunun referansları toplumsak muktedirliklerle elinizde idi. Ama bu kez de eski haz ve elem duygunuzun, tek biçimdi olan mantık devinmesinin şimdiki durumunu da, çarpık anlaması nedeniyle, toplum sağa da yabancılaşmıştınız! Yani yaratılan tanrıya da (toplumsal güce tapış) yabancılaşmıştınız. Ve toplumsal olanı; yani bilmezliğiniz olan yabancılaşmanızı; şimdi saygılı yordunuz.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 15.2.2011 02:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya