sene doksan dört
nisanın yirmi altısı
buram buram tüter akşamlar
…………………………bu aylarda
ve çekilmez olur git gide
çekilmez olur tarlalarda
pamuk ırgatlığı
bu akşam dışarıdan
her zamanki gürültüler yükselmiyor
…………………meyhaneler boşalmış
başıboş köpekler de koşturmuyor
……………………………..havlamıyor
komşu evlerin ışıkları kısılmış
sokak boş
sanki sözleşmiş gibi
ayağını çekmiş mahalleli
caddeler boş
gece bekçileri de sinmiş bir köşeye
radyoda
………..sevda şarkılarının resmi geçidi
gözlerimiz dikilmiş açık pencereden gökyüzüne
kulaklarımızda hep o şarkının nağmeleri
hepimiz hazırız dolunayın gövde gösterisine
kimi dalıp karaltılara
……………………yitirdiklerini arar gibi
kimi sıkarak avucundaki parmakları
kimi dalıp sevgilinin gözüne
seyredilecek
…………..ayın soluk parlaklığı
farkında olmadan
pişmanlıklarım saçlarıma karışacak
sana uzanacağım elimde olmadan
tepeleri aşarak
saat yirmi üç on
televizyonun başındasın
belli ki
……zamanın geçmesini bekliyorsun
bir uyanık bir uykudasın
ihtimal evinizin balkonunda
gökyüzündeki aynı parlak yuvarlağa bakıp
çoktan kapıldın hüzünler denizine
ya da
…….güzel sözlerin kucağındasın
ya da
……..bitirdin artık gece fasıllarını
barışıksın artık yatağınla
günün yorgunluğuna yeniksin
uzanmışsın
…………….sere serpe
…………………………kollarına
perdelerin sımsıkı örtülüdür mutlaka
kimbilir
bir aralıktan hırsız gibi giren
ay ışığını seyrediyorsundur belki de
ellerin onun elinde
……………………buz gibi
gözlerin ıslak
havada hiç bulut yok
sıcaktan serilmişiz
yıldızlarda gelip geçmiyor
bu gece saltanat yalnız aya
yorgunuz bu güzel manzaradan
yolcuyuz rüyalar evine
gözlerimizde
……………..gidip gidip geliyor
gecenin sırtına geçirip tırnaklarımızı
ya üç
……..ya beş kişi ayaktayız
…………………………….koca şehirde
sokak lambalarında
kanlı pervaneler dönüp dönüp duruyor
uzaktan uzağa
sessiz bir hıçkırığın dalgalanmaları
adam akıllı yorgunuz
ay çoktan çekildi
şimdi gökyüzünde
milyonlarca yıldızın kör ışıkları
saat üç otuz
git gide büyüyor yıldızlar
git gide parlıyor
git gide
öptüğüm dudaklarının rengini alıyor
ve sen bunca aydan sonra
yorgun yaslandığın yastığında
içinde atamadığın korkuların
ter içinde düşlerde
sessiz çığlıklar yırtılıyor yüzünde
sımsıkı yumrukların
kanadı koparılmış kuşlar gibi
…………………………….uykudasın
gökyüzüne geçirdiğim tırnaklarımdan
yıldızlar birer birer dökülüyor
dudaklarının rengi yok artık ışıltılarında
şehirde milyonlarca yıldız ölüsü
bekçiler suçlarımdan habersiz
sokak lambaları altında
yavaş adımlarla
uzayan gölgelerinde
………………………….uykuyu kovalıyor
şehir ateşler içinde sayıklıyor
yeni günde çöpçüler yıldızlardan habersiz
toz içinde süpürecekler sokakları
yeni günde çöpçüler benden habersiz
telaşsız süpürecekler
……………………..on sekiz mayıs sabahını
kırıkhan
Kayıt Tarihi : 17.4.2006 17:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (1)