Kırk yıl önce 'Liseli küçük sevgilim'din sen
Sonra, bir bıçak gibi giriverdin ömrüme;
'Büyük aşkım'
'Ömür törpüm'
'Cahil başımın cezası'
Derken 'Helâlim' oldun, 'Alnımın yazısı'
Zor günlerde 'Dert ortağım', dahası,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
HOCAM ALLAH SİZİ BİRİNİZDEN AYIRMASIN.
YÜREĞİNİZE SAĞLIK İÇTENLİKLE KUTLUYORUM.
EMEĞİNİZİ.
SELAMVE SAYGIMLA...
Çok anlamlı ve yerinde bir şiir .Her şairin yazması gerekir
Selamlar
Sayın Beşkese,
İnanın ne yazacağımı hiç bilemedim. Muhteşemdi... Kutluyorum efendim, saygılar.
Bende isterdim beni seven bir eşle birlikte yaşlanmayı ama ne sevdi okul yıllarında ki gibi nede kıymet bildi sonradan .
Ben şimdi çocuklarımla hayatın bir kıyısından tutunmaya çalışıyorum...
İmrenmedim desem yalan olur...amma size kırkbin kere maşallah ,kutlarım başarabilenleri......
onlar bir başka.
onlarsız olmaz..
kutluyorum
namık cem
Tekrar okuyup o sevgiyi bütün güzelliği ile görmek çok güzeldi...Sonsuz teşekkürler ..
Büyülü bir masal..Dilerim hiç bozulmaz...Bozulmayacakta..Asil sevgiler asla yıkılamaz..Sevginiz daim olsun..Çok güzeldi..çok duygulandım....
Çok güzel be Ünal bey. Çok güzel,çok güzel.Bu şiire nasıl yorum yazılabilir ki?Ne söylenebilir ki?Vefa sadece İstanbulda bir semt değilmiş meğer.selam ve sevgiyle.
işte şair, bir büyük aşk, bıçak, bela,ceza, helallik ve aşkın meyveleri, dönüşüm alışkanlık ve hayat arkadaşlığı, yoldaşlık ve korkulan son. Ne de güzel dile getirilmiş. Evet aşk acıdır, mutluluktur. Hissedilen ölçüde, tarzda yaşanır. biz okuyucuya aktarılırkende en keskin en alımlı kelimeler seçilirkende bizde bırakacağı etkisi şair tarafından az çok tahmin edilebilir. Usta şair, bunu ben ve benim gibi insani duygularını yoğun yaşayanlara iletebilmiş. Aşk, yine aşk kralların sultanların ve insanın karşı koyamadığı, sonunda illaki hüzün keder ve elem tattıran doğa hükmüdür. evet verdiği güzelliklerin yanında yaza,r aşkın beter büzel beter korkulu sonu olduğunu pek güzel anlatmış.
Sayın Ünal Bey, büyük şairsiniz. Kutluyorum. Saygıyla.
'Büyük aşkım'
'Ömür törpüm'
'Cahil başımın cezası'
Derken 'Helâlim' oldun,'Alnımın yazısı'
Zor günlerde 'Dert ortağım',dahası,
'İki güzel evlâdımın anası'...
Yaşlandık yavaş yavaş,bir koşuşma durmadan,
Bunca yıl nasıl geçti,hiç farkına varmadan...
Sen; her sabah hazır çayım,her akşam sıcak aşım,
Yuvada 'Temel taşım'
'sırdaşım'
'Can yoldaşım'! ...
Gören gözüm,tutan elim,yürüyen ayağımsın,
İhtiyar günlerimin sabahı,akşamısın.
Dualarım; birlikte günlerimiz sona ermesin,
Senin yokluğunu,Allah bana hiç göstermesin.
(1997)
Birlikteliğinizin sonsuza kadar sürmesi dileklerimle sizi kutlarım.
Sevgi ve selamlarımla...
Nafi Çelik
Bu şiir ile ilgili 46 tane yorum bulunmakta