Eşi ve benzeri olmayan mekana dair

bir belde ki;
cihanda yok fevki
bir lahza ki;
olsun orada geçenden daha lezzetli

bir gölge ki;
peşindeyim adım adım
kah görünür kah kaybolur
bir an yapışacak gibi olurum eteğinden
bir de baksam kayıp gitmiş ellerimden

bir gelin ki;
siyah libas içinde
gören kara sevdaya tutulur
görmeyenin düşünde bir sevgili
hasreti yakar içini

bir sevgili ki;
mümkün değil inan
aklı başında sevmek onu
çünkü görende kalmaz
ne akıl ne de şuur
o bir haldir dostlar
yaşanması gerekir

bir gün ki;
provası mahşerin
bir yanda bir ben-i adem
himmet bekliyor ibrahimden
öte yanda vecd içinde geçmiş bir diğeri kendinden
on beş vücut yapışmış bir duvara
inliyor ah! ediyor yürekler
göz yaşım göz yaşına
terim terine
sesim sesine karışmış
tek nağme var dillerde
ilahi el avf!
ilahi el avf!

öyle bir belde ki;
mümkündür emniyet içinde yaşamak
girişte ne visa ne de pasaport
yalnız iman gerektir
muhatap olmaya
tek kaygı var yüreklerde
kabul olunur mu acep duam

bir yer ki;
insanın,hayvanın ve nebatın
yasayla korunduğu emin belde
harem
ah! bir daha görsem de
geriye dönmesem