Tarifi de, tasviri de zor…
Bir kırmızı sevişmek
ama imkânsız değil…
Mor şaraplar eşliğinde.
Bir yudumu bir şiir,
Bir el.
Ojeleri tırnaklarından taşmış.
Sanki küçük bir çocuk boyamış.
Bir ney.
Uzaklarda yere düşmüş…
Ensesine bir perde çekmiş,
tersine akan bir nehirde
doğru yürümeye çalışıyordu,
ısrarcı adam.
Burnunda kokusunun,
Gidenlere… Susanlara.
1.
Işıklar ne güzel.
Işıksız bir dünya ne kötü olurdu dimi.
gitmek ne güzel –olurdu- ışığa.
1.
Artık yürüyorum hep.
Her yere
ve hiç yemiyorum.
Üzerime yükledikleri her takıyı atıyorum.
Sanki okyanuslar üzerindeyim.
1.
Karşıdan karşıya geçerken
sağıma soluma bakmıyorum artık.
Kaldırımda yürürken,
tam sol omzumun altındaki yaraya
aldırmadan çarpıyorum insanlara.
Bir gökdelen.
Başörtülü kadınlar,
şalvarları tozlu.
Bir arabada iki âşık…
Dudakları ıslak.
Utangaç-lar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!