Düşünmek için her zaman acı ve ağır bir şey oluyordu.
Düşünmek, niçin her zaman acı ve ağır bir şey oluyordu ?
Bir parça mutluluğa ulaşmak için onca çaba, sonunda yorgun.
Öylece halsiz kalacağım nasılsa, hislerim durgun.
Üç farklı yatağa bölüştürdüm yalnızlığımı.
Bu gece de bir şiir doğurmayacaksa
Utansın bütün sabahlamalarımız.
Yer çekimini, kaybolduğu bir anda
Aynı gökyüzünde arasak beraber.
Bıraksa kendini bir toz bulutuna,
Geçmek bilmez yorgunluklarımız.
Nasıl olurdu bilmiyorum
Biz kolay atılırdık yabana.
Gecelerin o canlı izleri
Siliniverirdi birden.
Eve o yorgun dönüşlerimiz,
Günler birbirini kovalamaktan vazgeçmişti.
Öylesine iç içe geçmişti,
Güneşin doğuşu ve batışı,
Uykuların gelmeyişi.
Düşünceler, kurcalar olmuştu geriyi.
Hazin geçmiş, hazin geçmişti.
İsteseydim unuturdum.
Önce istemedim, sonra unutamadım.
Gerçi unutmak yok, belki az hatırlamak var. Ama ne önemi var ?
Hiç aklımdan çıkmayanı az hatırlayamam ya !
Benim için her zaman ruhumuzun çirkin taraflarını görecek kadar yakınlaşmadan uzaklaşmak daha iyiydi.
Hep yanımdaydı da,
O zamanlar aklıma gelmiyordu adı.
Hatta çoğu zaman içimdeydi bile.
Nedense kendisini geç hatırlattı.
Gitmiyordu ama,
Ben günleri yaşanmaz kıldım diye
Sen neden geceleri uzattın böyle ?
Hani eskiden saat dördü bulunca
Mümkün olurdu her şey de
Sonra hiç uyanamamıştık o saatte.
Akrebin kıskacı takılı kalmıştı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!