köstekli saati koyan koydu
ben o zaman portakalım tabi
kıran yağmakta bedenlerden üstüme
bir potin yüz para hainler çarşısında
topraksız ne bilsin
girmeyeceğini
zamanı vurup
birin ruhunda duracağını
yek vücut denize açılacağını
ben o zaman üç don arkasındayım tabi
dönüp gelip tezgâh altlarını yakacağını
vatansız ne bilsin
bir çift göz işte
nazarı deyer dediklerinden
bu deyiş nazardan çok öte
bu deyiş ölümleri ölüme gönderen
ben o zaman hissedemiyorum tabi
çayın karası başağın sarısı
dananın kuyruğu balığın pulu
oğuzun evi sevgilinin serveti
hepsi bana sıcak su
ben o zaman sancılı gebeyim tabi
huzmesine doğdum körlere göz veren
ebedi yetecek gücü kendinden
gölge oyunlarında sahnelenen
benim yüzüm gölgeli tabi
kimi çetele tutar kimi yazar reçete
kiminin namı putpereste
yolum düştü bir meclise
ben o zaman tek tabanca tabi
söyleyen söyledi
köstekli saati koyan ellere
ilham edip kürsü verip söyletene
putları yıkan İbrahim’e selam olsun
ben o zaman çok konuşuyorum tabi
sustum
köstekli kalbim durdu
iki vuruntu arasında bir fısıltı
ve aleyküm selam
ilk o an duydum
benim o zaman kulaklar küçük tabi
ordu arşivini beklerdim hep
saygı atışlarının bitişini
benim mekanım yok artık
selam yurdunun koltuklarındayız
pür dikkat dinler köstekli kalbim
ışığın konuşmalarını
kendi saygı atışlarını
Kayıt Tarihi : 14.6.2017 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!