zincirli kollar,prangalı ayaklar
demir bilezikli eller,ellere değmez
tülbentli gözler,gözleri görmez
tiz beğinleri kazır-dudaklarda çığlıklar
feryatlar sağırlara-kayalaştı yaralar
gül oldu yanaklar,menekşe dudaklar
güneşi suyu özledi çiçekler
sıcak buz tutmuş
güneşe sırtını yaslamış dağlar
kalmamış vatan aşkının yüreği yakacak hali
sonu gelmeyen yolda gider hasret
dert çok,tek çare derman,ha gayret
-esir düşmüş,gurbet kadar özgür düşler
feleğin çıngırağı boyunlarda asılı
nereye gitse peşinde taşoron hançeri
-keşkeler,uzaklaştıkça uzaklaştı-
gecenin katranlı ışığında yürüdükçe
hep aynı çıkmaz sokak
-kayıp olmak dahi unutuldu-
kar,tipi,fırtına ittifak kurmuş kime ne
peki-kime karşı bu kin bu öfke
pusulasını şaşırmış gafiller
kazanda kaynatılıp
köpeklere yal yapılası hainler
başsız vatana baş oluruz sandılar
gök kuşağı hortumu kurmuş
ar,namusu soğururlar
tükürükle boğulurlar da
tükürecek kimse kalmamış
her kapı eşiğinde
ağıtlar yükselse ne çare
gurur umur tahtasında silinmiş
isa çelebi-SAMSUN
İsa ÇelebiKayıt Tarihi : 30.12.2009 19:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ırak'ın bombalanmasında masum insanların öldürülmesini ve bir milletin acizliğini gördüğüm an bu şiiri yazdım.
![İsa Çelebi](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/12/30/esaret--irak.jpg)
TÜM YORUMLAR (3)