Kalenin burcundan ağarırken tan,
Siperde askerler çelikten bir can,
Tarihin şahidi duvardaki kan,
Akıyor Erzurum Tabyaları’nda.
Kızıla boyanmış kekik yaprağı,
Şehitler canlanır sıksan toprağı,
Gaziler zirveye şanlı bayrağı,
Dikiyor Erzurum Tabyaları’nda.
Kardelen çiçeği yaylada zaman,
Varolmak tutkusu yaman mı yaman,
Topdağı’nı saran ince bir duman,
Çöküyor Erzurum Tabyaları’nda.
Ovada ilkbahar, dağ başında kar,
Cephenin önünde Nene Hatun var,
Dadaşlar coşarken Palandöken bar,
Çekiyor Erzurum Tabyaları’nda.
Gökten yere doğru nur yağıyor, nur,
Şehidi selamlar Tabyada’ki sur,
Buz kesen havada içimi bir kor,
Yakıyor Erzurum Tabyaları’nda.
Top, tüfek, kan, barut, toz, duman, fişek,
Al kana bulanmış taş, yastık, döşek,
Yer, gök inilerken binlerce fişek,
Çakıyor Erzurum Tabyaları’nda.
İsimsiz kahraman mezar taşları,
Bulutlar vadiye döker yaşları,
Yüksek tepelerde huma kuşları,
Şakıyor Erzurum Tabyaları’nda.
Guruba dalarken akşam güneşi,
Sis çöken dağların Hilal’dir eşi,
Yıllardır sönmeyen sevgi ateşi,
Çıkıyor Erzurum Tabyaları’nda.
İman dolu kalpler bulurken Hakk’ı,
Cennet Anadolu Türklüğün hakkı,
Abdurrahman, Emrah, İbrahim Hakkı,
Okuyor Erzurum Tabyaları’nda.
Çifte minarede ustayla çırak,
Ezan sesleriyle şahlanır Burak,
Analar, savaşta yavrudan ırak,
Bakıyor Erzurum Tabyaları’nda.
Nedim UÇAR burda arar dengini,
Doksanüç harbinde bulun kendini,
Özgürlük rüzgarı düşman bendini,
Yıkıyor Erzurum Tabyaları’nda.
Kayıt Tarihi : 3.2.2010 20:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!