Erzurum'a Gidiyorum... Şiiri - Mustafa Arpa

Erzurum'a gidiyorum; yollar hasta,ben hasta,
Erzurum'u biliyorum; gönlüm kırgın birkaç sahte dosta,
Erzurum'u istiyorum; canım bu günlerde yasta...
Tıpkı huzurumu istediğim gibi istiyorum, Erzurum'u,
Tıpkı kusurumu bildiğim gibi biliyorum, Erzurum'u.
Yollar hasta,ben hasta diyorum,ben Erzurum'a gidiyorum,
Kusurum olsada,huzurum olmasada...
Erzurumlu Mustafa'yla gidiyorum Erzurum'a,
Erzurumlu Mustafa'nın sekiz teker ford kamyonuyla.
Nasıl geçiyor kilometreler,bilmiyorum haa!
Mustafa'nın sekiz teker,seksen model forduyla...
'Aha gardaş,bizim kazancımızda böyle'diyerek başlıyor sözlerine Mustafa.
'Ecel heran ensemizde,borçtan fazla para olmaz ya kesemizde'...
Ve gösteriyor cama yapıştırılmış-berhudarbe-yazısının hemen üstünde,
Tutdurulmuş bir lastik öpücükle,öpücük yolladığı üç can evlat resmini...
Üç can,üç evlat ve üç hasret gözünden gönlüne akan yaş damlaları içinde.
'Hep bunun için'diyor,'hep'diyor'bunlar için'...berhudarbe mustafa...
Erzurum türkülerini dinliyorum,Erzurumlunun fordunun içindeki radyodan,
Erzurum türkülerini öğreniyorum,hem radyunun,hem Mustafanın mırıltılarından.
Mustafa çekiyor kahrını; hem üç can hasretin,
Hem ciğerlerine postaladığı,dumanı maltepenin,hemde,
Hemde fordu bir kenara çekiyor,birşeyler atıştırmak için...
Demliyor baba bir çay kafa bulduracak,
Açıyor sıcak lavaş ekmeğini,ohh birde arasına tulum peynirini,
Yiyoruz ya iştah kabartacak...
Hem yiyoruz tulum peynirini,hem izliyoruz yolun seyirini Erzurum'un.
Erzurum'a gidiyorum yollar hasta ben hasta diyerek,
Erzurum'u biliyorum gönlüm kırgın birkaç sahte dosta,
Erzurum'u özlüyorum...canım bu günlerde yasta...
Eli yolda,gözü yolda,ayağı,aklı,kulağı yolda.Birtek gönlü!
Gülümseyen üç hasretin fotoğrafında Erzurumlu Mustafanın.
Ne bir siyaset konuşuyoruz Mustafayla,ne bir memleket meselelerini,
Ne kilometreleri,ne de yolumuza çıkan beyaz leylekleri...
Mustafa'bu hayat çok bayat gardaş,biz adamlık kitabının önsözünü yazmışığ'
Diyor,diyor da,fordçu Mustafa nelerde söylüyor!
Bunları söylerken benim bağrım bir hoş yanıyor.
Erzurum'a gidiyorum fordçu Mustafaylan.
Birtek elimde, yolluğumu koyduğum yeşil tahta sandığım,
Birtek gönlümde,pembe hayalleri Erzurum'a yandığım...
Erzurum'a gidiyorum,hasretin içinde sen,senin içinde hasret,
Sıla; bağrımda fokurdayan bir kazan gibi içimde,
Aynı elem geçerlidir Erzurumlu Mustafa içinde.
Bu sebebiyetim Sıla-i Rahimdir,Erzurum seni göreceğim,Mevlam Kerim'dir.
Erzurum'a gidiyorum; kime ne hiç görmemişsem Erzurum'u,
Kime ne hiç oynamamışsam Erzurum barını,
Tatmamışsam hiç karını Erzurumun,kime ne ki?
Ve sevmemişsem üzüm gözlü,al peçeli yarini...
Gidiyorum artık,gidiyorum bir kere,yola çıktık fordun dumanını çeke çeke.
Ne uğruna çıkmıştık ki Erzurum'dan?
Nisa isminde bir karım,Feyza isminde bir kızım olacaktı...
Ben huzura,huzur bana dolacaktı...
Acıkınca karımın elinde pişen üç-beş yağlı fetirim olacaktı...
Yollar hasta olsa bile bana,ben yollara hasta olmayacaktım.
Dinlemek istiyordum Erzurum'un sesini,
Nusret Sümmanioğlu'nu,Aşık Reyhani'sini.
Sazımın bam telini,Palandöken'in üşütmeyen eksi otuzda yelini.
Dokunmak istiyordum...
Kusurumu burada,huzurumu Erzurumda bulmak istiyordum.
Bütün bunları diyordum,yanımda Mustafa,ağzında mırıltılar,
Karşımızda üç gülücan resim.
Elimde yeşil tahta sandığım,dilimde Nisa ve Feyza diye iki isim,
Dışarıda yağan kar,dolular sicim sicim...
Ağzımda tulum peyniri kokusu,
Ruhumda bitmez,tükenmez; ölümün üstünde bir yerde hasretlik korkusu...
Radyoda bir bitip,bir başlayan Erzurum türküsü...
Ve seksen model arabanın içinde biz,
Ve bizim içimize sinmiş egsoz dumanı,kara duman,kara is.
Erzurum'a gidiyorum yol çizgisinde,
Ve Mustafanın -gardaşım-dediği fordun sekiz tekerinde...
Yollar O'na hasta, zaten O'da Erzurum yollarına.
Bu sebebiyetim Sıla-i Rahim'dir,
Erzurum seni göreceğim,Mevlam Kadir'dir...

(OCAK 2001-dadaş gardaşıma)