ERZURUM
Belgelere göre yaşın yedi bin,
Daha nice binli yıla Erzurum.
İstiyorsan olurum baş kâtibin,
Vermem sırlarını ele Erzurum.
Kapılar açmışsın Kars'a, Tebriz’e,
Sayıları bugün çıkmış sekize.
Daha fazla görüşürüz diz dize,
Bir kapı da aç bu kula Erzurum.
Çok kavimle kopararak bağları,
Devirdin; ilk, orta, yakın çağları.
Koruyup kollarsın kalan sağları,
Kaptırmazsın yele sele Erzurum.
Romalı, Bizanslı etse de kahır
Gelir Saltuklu’ya olur başşehir,
Selçuklu, Osmanlı devr alır ahir.
Türk’le devam eder yola Erzurum.
Sahne oldun nice kanlı savaşa,
Yedi Türk devleti geçirdin başa,
En son ebedi yurt oldun dadaşa,
Aranız aliyyül âlâ Erzurum.
Kahroldun komşunun ihanetiyle,
İnsanlığa sığmayan vahşetiyle.
Karabekir Paşa’nın gayretiyle,
Def oldu başından bela Erzurum.
“Bebeğim anasız kalsa da yaşar”
Der de Nene Hatun cepheye koşar.
Rus’un, Ermeni’nin feleği şaşar
Küreği alınca ele Erzurum
Bin Dokuz Yüz On Sekiz, 12 Mart
Bunu ne akıldan ne kalpten çıkart.
Görünce Ermeni bir kırmızı kart,
Anladı geçilmez kale Erzurum.
Kuruluş Kurtuluş yolunda dört as;
Samsun'la Amasya, Erzurum, Sivas.
Dediysek düşmana o gün “geri bas”
Sahiptir en büyük role Erzurum.
Türküler dadaşın canı, ciğeri,
Hayatın lezzeti, tuzu biberi.
Büyük bir iştahla zevki, kederi
Tattırır sana saz ile Erzurum.
Gezdim rastlamadım "Sarı Gelin"e,
Düştü demek Azrail'in eline.
Aşklar bugün döndü oyun haline,
Diken katlanmıyor güle Erzurum.
Reyhanî, İhsanî, Yavuzer usta
Hep senden söz etti ahbaba dosta.
Bülbül gonca güle olduysa hasta,
Daha bakmaz sağa sola Erzurum
Ondan kalan pek çok türküyle bir ad,
Acısını kalpten hisseden efrad.
Canısı’yı daha almadan murad,
Yatırdın tabuta, sala Erzurum.
“Beş Şehir”in müellifi Tanpınar,
Bizlere nezih bir Erzurum sunar.
Tam yetmiş asırlık ulu bir çınar
Yılları uç uca ula Erzurum.
Nurettin Topçu’yla İbrahim Hakkı
İki büyük arif şehrin yüz akı.
Marifet sunmakta ilme bir katkı,
Onlara minnettar kala Erzurum.
Reşit Karabacak altın çocuğu,
Sayesinde çok kabardı koltuğu.
Sökmedi Covid’e boyunduruğu,
Yıktı şampiyonu bile Erzurum.
Merhum Emrah’ı var, Arif Sağ’ı var,
Hiçbir zaman boş kalmadı bu kulvar.
Ne zaman aklına gelse nazlı yar,
Sarılır mızraba, tele Erzurum.
Tespihçiler Taşhan'a dükkân açmış,
Ürünleri boy boy tezgâha saçmış.
Oltu taşlarının fiyatı uçmuş,
Kıymak şart paraya pula Erzurum.
Yakutiye Medresesi pek üzgün,
Ne müderris ne talebe var bugün.
Mumdan heykellerle yad edilir dün,
Göçmek zor maziden hâle Erzurum.
Çifte Minareli Medrese hala,
Derslere devam der durmak yok asla.
Baktım gençler başlamış bir fasıla,
Duaları kabul bula Erzurum.
Meşhur eden fasulyesi İspir’i
Cağın kebapların sultanı, pîri.
Kadayıf dolmanı kıtlayan biri
Dil sürmüş gibidir bala Erzurum.
Türkçe’nin daha da Türkçesi dilin,
Başta Ozanları Sağlam bu ilin.
Tek ilacım; kerti, küflü çeçilin,
Hastayım az gönder hele Erzurum.
Uzundere yüzer dağlar içinde,
Cennet görün köprüyü bir geçin de
Bu misillim memleketten kaçın da
Çökün der kupkuru çula Erzurum.
Tortum gölü çevresi ile güzel,
Şelaleyi seyre dinlemeye gel.
Yalnız sağı solu basmasın da sel,
Suyun bol, yüzün ağ ola Erzurum.
“İpek Yolunda bir kavşak” Aşkale
Nüfus düşmüş kalmayınca meşgale.
Halk 3 Mart’ta son vermiş de işgale
Gidip konmuş başka dala Erzurum.
Adına bakmayın hiç öyle değil,
Karayazı baştan sona yemyeşil
Yurda et, süt, peynir gönderen bu il,
Gözü gibi bakar mala Erzurum.
Barajıyla ünlü şirin ilçe Çat,
Doğalgaz kullanır döşenmeden hat.
Her ilçede var bu konforlu hayat,
Paydos der kömüre, küle Erzurum.
Karaçoban yeşil deryada yüzer,
Aşığın dilini daha da çözer.
Şehre uzaklığı insanı üzer,
Yolculuk çekilmez çile Erzurum.
Dağıtmadan balatayı, segmanı
Geç Palandöken’den bir gez Tekman’ı.
Arzu eder yaylaya da çıkmanı,
Terlerini sile sile Erzurum,
Erzurum ciritsiz ve barsız olmaz.
Bülbül ahuzarsız, gül harsız olmaz,
Palandöken karsız, rüzgârsız olmaz,
O saat döner bir çöle Erzurum.
Dedim “Hüma Kuşu” dedi sade naz,
Dedim “Hani Yaylam” dedi gelsin yaz.
Dedim “şafak söktü sunam uyanmaz”
Dedi bir taş savur göle Erzurum.
Dedim erenlerle anılan ilçen,
Horasan der lakin yok konan göçen.
Dedim Sümmani’nin kalbini biçen,
Narmanlı der güle güle Erzurum.
Halkta olan gayret yok güneşinde,
Koşar dokuz ay tembellik peşinde.
Üşüyorum mayısın on beşinde,
Beni bir kundağa bele Erzurum.
Daha gelecekti sözümün ardı,
“Yalan da yok hilaf da” yerim dardı.
Kalemin de sabrı takati vardı,
Arada vermeli mola Erzurum.
Ulu Camin meydan okur zamana,
"Haydin namaza" der her Müslüman’a.
Rabb'im tekrar fırsat vere Osman’a
Yine üç beş vakti kıla Erzurum.
24.05.2024
Kayıt Tarihi : 26.5.2024 13:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Bulut](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/05/26/erzurum-1-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!