İçim içime varlığım mekana sığmıyor
Aklımı kurcalayan, kucaklayan
Zırh gibi saran düşünceler
Eskiden yazmak aklardı yüreğimin karalarını
Kahvemden aldığım sert bir yudum
Kalemin kağıda açtığı her yara
Bütün hayallerimi sığdırdığım gülüşüne karşılık
Tek varlığı veriyorum sana
Fikrimin anahtarı, gönlümün bahtiyarı
Bahçemin ilkbaharı ol diye
Kıyılarıma seni vursun poyraz, karayel
Kayan değil de
En çok da sana dokunmayan ellerimi
Her gördüğünde yırtınırcasına sana koşan
Sığınıp bir köşende kıvrılıp
Usulca kendini sana
O yekta yarenine emanet etmek isteyen kalbimi
Arştan indiğinde değil de
Bir an olsun seni aklımdan çıkarmaya çalışmak
Hatır defterimden silinebileceğini zannetmek
İntihar kalkışması ile sonsuzluğu yeneceğine inanmak kadar absürt ve asılsız
Yorgunum, argınım, dargınım
Biraz da ümitsiz sen yolculuğunun yorgunluğu
Şarkı dinlemek bile gelmiyor içimden
Açtığım her filmi yarıda
Karadan yürüttüğüm gemilerimi kıyıda bırakıyorum
Hevesle başladığım kitabın
Bağrımda cehennemin kordan alevi
Artık ne kardan aydınlık
Ne de yanım yöremde sen ümidi..
Upuzun bir yola çıkmak istiyorum
Git git bitmeyecek
Yürürken aklımın ucundan o geçmeyecek
Rüzgarda salınan sazlıklar saçlarını hatırlatmayacak
Envai çiçeklerin hiçbiri onun kadar güzel kokmayacak
Kokusunu duyunca içimde
Sen bilmezsin
Senin diye ektiğim çiçeklerin kaç bahar soluşunu
Sen bilmezsin
Sana koşmasın diye gönlümün kaç yolunu kapadığımı
Sen bilmezsin
Gözleyecek yolum kalmayınca hangi dağları yol diye düz ettiğimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!