Bir dolunay akşamıydı
Büyülü ellerinin dokunduğu.
Işığında birbirimize oynadığımız
Kıpkızıl bir dolunay...
2 aralık 2011
en tenha yerine uzanıyorum gecenin
varlık ile yokluk arası ipince bir bağ.
gülümseyipte içime sonsuz dert verenin
peşinden uzanıp atıyorum delik bir ağ.
en uzak yerinden izliyorum yıldızları
yine gecenin yarısına takıldı kaldı uykum
sabahında sen varsın diye kapanmak bilmiyor gözlerim
halbuki kapanıverse,hemencecik sabah olsa
ah,nasıl da çok isterim....
sabah(sa) herkes pür dikkat
şair titrek kalbini;
sadece beyaz kağıtlara yazabilir
beyaz,bomboş,tertemiz...
bir başka kalbe kalbini işleyemezsin
kağıtlar yazılmak için vardır
gözler okumak
Öyle nefret et ki benden,ölesiye nefret...
Nefretinin büyüklüğü sarsın beni
Duyduğun nefret,boğsun kalbimi.
Görünce beni dursun zaman!
Adımı andığında solsun yaşam!
Öyle nefret et ki benden,ölesiye...
şimdi nerde en özlediklerim
kişiler...şeyler...nerde kaldılar
şimdi ruhtan en yoksun yıllarımla ben
zamanın ezgisinde dans ediyoruz
ki titriyor ellerimiz,bedenimiz.raks ediyoruz.
gölgemden hızlıydım çocukken
mutlak bilirdim böyle olduğunu
her ne kadar hilleyle kandırsa da
mesela gözlerimi kısardım iyice görmek için
lakin ne yapar ne eder
hep taklit ederdi beni d/c farkla..
sevgimin zerresine dek ayaklarına serdiğim
ruhumda silinmez,silik kalmış sevda hüsranım
kalbim hasretinden dolup taşarken
sen var zihnimin gölgelerinde gezin.
aklım çıkıyor unutmak illetinden ve ah tabi umut!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!