Varsın sessiz isyanım, bekleyişim, umarsız olsun.
Boynu bükük asiliğim, burukluk girdabı çaresizliğim.
Kuş uçumu günler, yine varılmazlarda bedenim.
Yalnızlığım ve tüm ruhumla orada bekleyeceğim…
Hava yine kararacak, ağaracak, gün dönecek,
Bazen kara çöl olur gözlerin,
İçinde kaybolurum.
Yönümü ararım,
Işıksız yıldızlarında…
Bazen bulut olur gözlerin,
Yoklukta varlık,
Kıtlıkta ekmek sandım.
Karanlıkta ışık,
Korkuda yürek sandım.
Şiirlerini okudum bugün,
Ama hepsini.
Canım acıdı, içim yandı,
Belkisi falan kalmadı.
En kanlı savaşın en gaddar savaşçısı,
Düşürdü mü ki hasmını acaba böyle dara?
Öldürürken bile sanmam!
Herhalde açmamıştır böylesi bir yara…
Daha ne oluyor, demeden,
Maskeleri ve sahte sevgileri
İzlerken şükrederdim derviş misali
Neden yaktın bu vicdansız ateşi?
Söylemezdim de, ıssızlığım kutsalımdı
Gelişin yılgın, bıkkın, bir garipti
Saklıyordu efsunlu yüzün yorgun yılları
Gözünde küfür gibi
Düşman bir nazar,
Adem oğluna var mı,
Böyle vahşi bir azar?
Dostluğundan ne gördüm ki,
Düşmanlığın ne yazar!
Belli yoksulluk yorgunu,
Öyle nasırlı ki elleri.
Alın yazısı mektup gibi,
Ne de çokmuş ki derdi.
Kah dolarım kollarımı boynuna, görmezsin,
Yanar ha yanarım.
Kah etrafında pervane olur, derviş olurum,
Döner ha dönerim.
Çok düşündüm bugün,
Ama her şeyi.
Canım acıdı, içim yandı,
Belkisi falan kalmadı.
Sevgili dostum Ertuğrul. Seni muhabirliğinde takip ettim ancak irtibat kurmak mümkün olmadı. Şiirlerini de ilgi ve beğeniyle takip ediyorum. Sana ulaşabilmek için siteye üye oldum. Umarım haberleşir ve iyilik haberlerini alırım. Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulundan Yozgatlı sınıf arkadaşın Fahret ...