Ertuğrul kendi dünyasında yaşayan kendi halinde gariban bir adamdır
Çeketi Topkapı bit pazarından,cigarası samsun ikiyüzonaltıdır
Son ikibinbir krizine kadar Ertuğrul son ütücülük yaparmış kendi atölyesinde
Son ikibuçuk yıldır ise çayına kahvesine okey oynuyor
Karadeniz dostlar kraathanesinde..
Bazen konuşuyoruz ordan,burdan
Konu genelde mazi oluyor nedense bahsetmiyor gelecekten yarından
Hele laf açıldığında eski dostlarından
İki damla yaş akar Ertuğrul'un yorgun yanaklarından
O'nu tanımanızı isterdim
O kendi dünyasında yaşayan kendi halinde çok güzel bir adamdır
Yüreğinde sahipsiz sitemler taşıyan
O'nu görmenizi isterdim..
Bi defa kızdığı zaman gülesiniz geşir
Güldüğü zaman ağlayasınız
Yani adama şöyle bir baksanız
Sadri Alışık dirildi sanırsınız
Aman düşüp bayılmayasınız..
Mevzuu aşktan açılınca Sustur Ertuğrul'u susturabilirsen
Hala yüzü kızarıyor ilk göz ağrısından söz ederken
Necla'yı kayda değer bulmayıp
Muazzez'i iki lafla geçiştirirken
Ağzının suyu akıyor Faize ile samanlık hikayesini anlatırken
Bilmem,belki gerçektir hepsi,e belki yalandır birazı
Ama onu doğruluyor gibi saçlarının beyazı
arada bir alıyor eline kırık sazı
Vallahi bir o söylüyor bider Orhan Gencebay..Hatasız kul olmaz'ı
O'nun için gün salıymış çarşambaymış önemi yoktur
Mevsimlerden yazmış,baharmış umurunda değildir
Umurunda değildir kim başbakanmış,kim muhalefette kalmış
O'nu size bu kadar anlatabilirim
Hiç bilmem yerini yurdunu evini
Kahve çıkışında nereye gittiğini..
Zaten ne o bana sorar ne iş yaptığımı
Ne ben ona sorarım nasıl geçindiğini
Ama O'nu tanımanızı isterdim
O kendi çöplüğünde yaşayan
Adam gibi adamdır yüreğinde sahipsiz sitemler taşıyan
O'nu görmenizi isterdim...
Kayıt Tarihi : 28.7.2015 11:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Güzel bir paylaşımdı...
kaleminize sağlık...
TÜM YORUMLAR (2)