Ertesi gün bu gün
Kuş seslerinin izi karşılıyor güneşi
Kovuyorum uykusuz bir geceyi daha
İşte bu hasret diyorum
Çiğ tanelerini silip yanaklarımdan
Derin bir nefes alıyorum seni koklar gibi sabah serinliğinden
Örselenmiş yüreğime yayılan ılıklık senden diyorum
Mest oluyorum gözlerini düşününce
Ormanlar, denizler, yosunlar
Arılar geliyor gözlerimin önüne
Limanlara dökülüyor zincirler aniden
Beni dinliyorum ince bir sızı gibi
Gönlüme çizdiğim rota sabitleniyor pusulada
Dudakların gibi gülümsüyorum
Bir tek sen diyorum, bir tek sen hem uzağım hem yakınımsın
Teselli ettiğim yalnızlığımı vuruyorum kıyıya
Martı gagasına gizliyorum hıçkırıklarımı
Beyaz bulutlara çizdiğim yüzlerde gözlerin
Görüyorsun, görüyorum
Gönül yalnızlığım her gün biraz daha buruluyor
Sabır kısrak toynaklarına ilişik
Gelincik tarlalarına koşuyor yaklaştıkça uzaklaşan
Çocukluktan kalma bir uçurtma sevinci aranan
Tebessümüne sardığım umutları toplar mıyım
Bir gece umutsuzluğum olmadan yatar mıyım
Çöl çatlaklarını yaşayan canıma yağmur olsan, can suyum olsan
Yine filizlensem bakışlarının ufkunda
Yemyeşil yamaçlarda elinden tuttuğum bir kahvaltı masası olsan yine
Kendimle kalsam hasretsiz, uzaksız,
Sislerin küskün olduğu bir sabah
Ertesi gün
Her şeyimi yanında bırakıp yine hasretimi taşıyorum
Tanıdık zindanlara tekrar koyduğum vuslat titrek
Nasip diyorum sesimin boynunu büküp
Nasip diyorum
Bu günden yine yarınları söküp söküp
Bu bir sesleniş bülbül dilinde
Dudak büküş fırtına öncesi, hıçkırık öncesi
İpi kopmasın uçurtmanın diye dualar
Toplanan zincir seslerindeki haykırış
Günaydın umutlarım, hayallerim, günaydın hülyalar
Kayıt Tarihi : 28.6.2011 07:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)