Ezeli sırrın ne olduğun bilenler beri gelsin,
Aşk şarabını içip kendinden geçenler beri gelsin.
Ne zaman,ne mekan,ne cân kalır ol anda,
Perdeyi bilmeden görmeden geçenler beri gelsin.
Fani alemden geçmeye, insan gerek.
Mirac yolunda durmaya iman gerek.
Bu yolun yolcuları çok olur, ama!
Aşk ateşinde yanmaya ferman gerek.
Aşık olan gönlümü nâr eylemek lûtfundur,
Ol kulunu zebanla od'a atsan meftundur.
Ya ilâhi gönlümü koyma sensiz,yoksundur.
Gâhi cennet cehennem aşkın ile yolumdur.
Tanrım! Perde ardında bir yer gördüm.
Cennet, cehennem bağlarını süzdüm.
Nefesin tükendiği bu meçhulde,
Yoksan! eğer anladım ki ben öldüm.
Yâr ile ağyarı tanı mağlup olmayasın.
Deryada yaşar iken, ateşte yanmayasın.
Her ahbab-ı yarân, sanma ki senin dostundur.
Allah'tan başka dost yok, bi-taraf kalmayasın.
Bilmem nedendir,bu hal-i perişanım
Her doğan gün bin bir derde nişangahım
Zulmette kalmış,divane Aşık gibi
Sema da ağlar,bağrımdan çıkan ah'ım.
Ekin biçildi, harman savruldu, toprak yorgun.
Tarlada ırgat yorgun, sabanda davar yorgun.
Ab- ı hayat içindir, bu dünyanın çilesi!
Bugün doğan çıplak yorgun, çıplak giden yorgun.
Her köprünün bir başı, bir sonu var.
Kimi uzun, kimi geniş, kimi dar.
Sırat yolu, kıldan ince denilir!
Bu köprüden geçen var, geçmeyen var.
Yine, salâ okundu, bir fani gitmiş.
Gider iken selam verip, bâki gitmiş
Niceleri er gelip, hayvan giderken,
Er doğmuş, er gibi yaşamış, er gitmiş.
Dün, feleğin bağında gezindim; hayli zaman.
Üzümleri çürümüş, yaprakları olmuş, harman.
Ah Tanrım! Bende; bağ gibi viran olmaktayım.
Beni benden azat et! Senden gelsin tek ferman.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!