Mektubundan önce sesi geldiğinde,
Uyuyordum.
Rüyasız bir gündüz sayıklamasının
Huzursuzluğunu duyuyordum.
Uyuzluk içinde kıvranıp kendimi
Vakitsiz bir düş görmeye zorluyordum.
Övgüler düzdüğüm, şiirler döktüğüm,
Öyküler kurduğum geçmişimin kağıt yığını,
Karşıdan öyle boş boş bana bakıyordu
Kısık mum ışığının altında.
Nicedir eimi bile sürmediğim,
Tozlarını bile üflemediğim solgun kağıtlar,
Kimi kadın bir türkü
Kimi bir şarkı bırakıp gitti benden
Kimi ne türkü ne şarkı severdi
Kimisi sırf usulca birkaç mısrama düşüverdi
Kiminin ayakları rüyalarıma ansızın girerdi
Kiminin sırf gözü aklımın en yumuşak yerine
Birinin sesinde senin hep söylediğin
Doğru değil
Erkekler kadın yiyerek beslenmezler
Erkekler meyve yiyerek beslenirler
En çok şeftaliyi severler
Onun tadı unutulmaz çünkü
Önce aşkın kıpırtısı, gelir yerleşir içine,
Ner'den geldiği bilinmez güvercinler
Göğsünün kafesinin içinde kanat çırpıyor gibidir,
Yüreğin 'çıpır çıpır' çarpar!
Sonra birgün bir korku sarar içini
Seni sevmiştim bir akşamüzeri
Kış gelmek üzereydi,
Hızlı adımlarla geçip her şeyi,
Yakalarımı kaldırıp seni aramıştım.
Ne vardı sesinde,
Duvarında huzur asılı bir evde oturuyorduk
Biraz zorlayınca ev denizi görüyordu,
Ama bundan başka hiçbir şeyi görmüyordu.
Odalar o kadar genişti ki
İki insan birbirini görmeden aylarca yaşayabilirdi.
Evde hiç pencere yoktu.
Şimdi şöyle çıtı pıtı birini istiyorum
Varsın tek derdi
Sınavdan beklediği notu alamamak
(Hocasının gösterdiği figürü yapamamak)
İki biradan fazla içememek
Her sabah aynada kocaman burnuna lanet okumak
Beni koyup koyup gittikçe
Şair olasım geliyor
Daha iki satır yazmadan
Dönüveriyorsun.
Yok,
bu gidişlerle yazmak bana haram!
Yüreğim elvermese de
Seni o birilerinin
insafına terkediyorum.
Bundan sonra seni,
Sefil playboylar,
Sokak entellektüelleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!