İçimde hapsolmuş kara bir defterde saklısın hala
İlk günkü gibi renkli renkli ismin yazılı
Gizli kalacaksın bendeki bu buz dağı gibi
Sesini duymasam da, gözlerimle göremesim de seni
Yürüdüğümüz o her yolda saklanmış duruyor
Senden gizli kalmış birer izler
Ay ışığı parça parça yüreğime çarpıyor bu gece
Ya sen nerdesin gönlümün ateş-i baharı
Yazdıklarım yazmadıklarım saklı hala düşlerimde
Bu düşler ki beni her gün biraz daha buz dağının ardına götürüyor
Açar mı soğuk iklimlerde bahar
Ben daha ilk gün sende tutuklu kaldığımda
Aşkı anlatabilir misiniz mısralarda
Dökülür mü o bembeyaz satırlara kıpkırmızı aşk acısı
Belki de sizi sizden alacak, kopacaksınız kendinizden
Öyle bağımlı olursunuz ki nefes kadar muhtaç
Bazen düşünmüyor değilim
Aklıma geliyorsun ben ise hep senin hayalinle savaşıyordum
Zaten ben aşkın bana ihanetini yaşarken
Sen başka dallara tutunmaya çalışıyordun
Ben seni her gördüğümde eriyordum
Öylesine eridim ki bu hayattan vazgeçiyorum
Geçiyor zaman pervasızca hayatımızı alt üst ede ede
Kemikleri kırık bir kaburga misali
İçinde acılar inim inim inletiyor
Sana bakan ise birer göz mü var
Etrafında çelikten kilitlenmiş salıncaklar
Sallanıyor aldırış etmeden senden kopan feryatlara inat
Sonbahar gibiyim bu aralar
Her tarafımdan acılar yaprak gibi dökülüyor
Döküldükçe umutsuzluğa kapılıyorum
Unutmak ne kadar zormuş anlıyorum
Gökyüzünün katran karasında gün geçtikçe daha da boğuluyorum
Kurtulmak mı ben onu Eylülde çoktan unutmuş bulunuyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!