Aslen Erzurum Şenkayalı olan Ersin İLHAN 1983 TOKAT doğumludur. İlk ve orta okulunu Tokat’da okumuştur. İlkokula devam ederken sekiz yaşında babasının aldığı bağlama ile ağabeyi Alpay İLHAN ile bağlama kursuna başlarlar ve tek bağlama ile abi kardeş bağlama kursuna gitmişlerdir. Orta okul çağlarında Tokat Valiliği Türk Halk Müziği Korosu Şefi Hasan KAPLANİ ile tanışıp bu koro ile çeşitli ilçelerde konserlere çıkmaya başlamıştır. Tokat’da yerel televizyon kanallarına çocuk yaşta çıkmaya başlamıştır. Lise eğitimini Erzincan’da Laborant Meslek Lisesinde yatılı öğrenci olarak tamamlamıştır. Erzincan ‘da yerel radyo kanalında istek programı yapmıştır. Bu tarihten itibaren gurbetten hiç dönmemiştir. İlk Üniversiteyi Manisa’da Celal Bayar Üniversitesi Alaşehir Meslek Yüksek Okulunda Tarımsal Laboratuvar bölümünde tamamlayan Erilhani, İkinci Üniversiteyi Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde Bitki Koruma bölümünde tamamlamıştır.Üçüncü Üniversiteyi Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat bölümünü bitirmiştir.Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ekonomi bölümü Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır.Konya’da bir yıl yerel televizyon kanalında program yapmıştır. Ayrıca Konya’da Hasan GENÇ’den bağlama ve nota eğitimi almıştır. Ankara’da öğrenciliği sırasında Ankara Büyükşehir Belediyesi Türk Halk Müziği korosunda bağlama çalıp, Kültür Bakanlığı Türk Halk Müziği Gençlik Korosunda korist olarak yer almıştır. Evli ve Zeynep İrem,Elvin, Derin adlarında üç kızı vardır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İzmit Belediyesi, Kocaeli Üniversitesi Türk Halk Müziği uygulama topluluklarında yer alıp konserlere çıkmıştır. Kocaeli Leyla Atakan Belediye Konservatuarı’nda şan dersleri almıştır. Halen Tarım ve Orman Bakanlığında Koordinatör olarak görev yapmaktadır ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türk Müsikisi Devlet Konservatuarında öğrencidir.
Eserleri
Benden ötürü, yalan dünya, iki satır, dilim söz söylemez, kanlı yaşlar döküyorum, zeynebim, tutmuyor dizlerim, çarkı devran dönmüş uyan uykulardan, dadaş kızı zeynebim
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!