Adımı silmek mümkün olsaydı…
Önce dostlarımın kalplerinden başlardım,
İçimde yaşayan o masuma karşı
Dostlarım daha şahindi çünkü…
Çünkü düşmanlarım samimiydi
Ağlamak isterim mahşere kadar
Daralıyor duman dolu göğsüm
Bu karanlık, bu şeddeli acılar
İntizar... Nerdesin ey güzel ölüm?
Ne Mecnun aşık, ne Leyla güzeldir
I.
Çek güneşini kutuplarımdan
Kirlenmesin mukaddes yalnızlığım
Varmışım, yokmuşum, oradaymışım
………………………ama yok saymışlar
Biliyorum
Her şey yine eskisi gibi olacak
Dereler, atılanı yine kusacak.
Lisan-ı hal ile her daim
İnsanlar
Çirkefi kanıksayacak.
Ey dar-ı dünya, ıstırap vadisi,
Nettin allı telli turnamı?
Kaç bahar geçti yalpa yalpa,
Kaç bahar böyle hüzün sarhoşu?
Gözlerime ne oldu?
Gözlerim, ah cam kırıkları,
..................................'Yeryüzünün, bütün işitme engellilerine, gözyaşımla,,,'
Gökyüzü karanlık kümbet
Renkler, şekiller izafiyet
Ruhum sessizliğe kefenli
Her doğan gün
Umutsuz bir kaçış
Neler yapmadım ki senin için
Kelimeleri inci gibi dizdim
İhtişamlı bildiğim mısralarıma
Gerdanlığın kadar zarifti şiirlerim
Okumadın bile zalim!
Adını anmak istemiyorum.
Güneşler doğar, güneşler batar
Kalleş bir aymazlıktadır ufuklar
Yanıbaşında bir çark
Biteviye dönmektedir.
Bir değirmen taşı.
Aşinadır artık
Arkadaşlıkta zevkler, dostlukta acılar
Müşterektir der, avunurduk.
Başka kimimiz vardı
Büyük acılarımızı anlayabilecek?
Gözyaşımız birbirine karışırdı.
Tebessümün, mütecanis çehren
Meczûp bir humma-yı âşk, yahut akşam mıdır bu?
Nedir bu gelen Yarâb? Dert mi derman mıdır bu?
Encam-ı Kays-u Leyli, yahut hicran mıdır bu?
Kılmadın bir dem cüda, belâ-yı âşk mıdır bu?
Suretim gibi sakit, viran derunum gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!