yüregimin en ince yerinde dahi
Tutunamadıgım bir dal vardı..Eros gelene kadar..
Bir gün catkapı geldigi yüregimde,sanki kapılari hiç kapanmamış gibiydi yüregimin..
Ellerinin ellerime degişini bekledim,uzaklardan...
Gözlerimin içine bir nefes kadar yakın bakmanı bekledim günlerce,aylarca..
Derken,ortalık tanrıları ve tanrıcaları degneklerini dokundurmuştu bana ki;
Hikayem başlamıştı Eros...; ;
Bir ara uzak denizlere gitmiştim.
Eros'u yitirdiginde Marmara Deniz'im..
Simdilerde biliyordum o zamanlarda,belirisiz bir tarihte umulmadik bir denizde seni görecegimi Eros..
Gözlerime yine eskisi gibi bakacagini...
Şimdi biliyormusun,martılar daha mutlu ucuyor..
Simitci cocuklar daha cok gülümsüyor.
Ya boyaci minikler,onlara ne demeli
Yüzlerindeki siyahlıklar bile artık onlara beyaz düşüyor..
Çingeneler de ciceklerini bizim için satıyor..
Dedim ki;
Güzel düşler teslimiyet ister
Yoksa işten bile değildir dönmesi kabusa
Eros’ a sormalısın sorularını
O bilebilir en doğru cevabı
Bir de Mezopotamya’ lı inana..Korkacak bir şey yok mavisinde denizin
Ve soruların gizinde
her an yanında
Rüzgarında poyrazlı dağların yalan yok
Yalan yok kekik kokulu sözlerinde Eros’ un
İnan ona
Dedim ki;
İnanmasam Eros’ a
Yora ağrıta sızlayan bileklerimi......................
Çıkar mıydım sanıyorsun
Priene merdivenlerini
Ama söyler misin
Niye sanki her pazar
İnadına kurup tezgâhlarını tanrılar
Sadece eski sorular satarlar
Kıskanç tanrıların
Gömülsün taş tezgahlar
Kapansın kapısı sevgisiz pazarların
Şimdi yeni düşler görmek lazım kuş ağırlığında
Çünkü tamamlanmamış bir destandı......
ŞİMDİ
Zaman berrak sulara dalmak
Dalıp da yar yüreğine dokunmak zamanıdır
Gülüşüm ondan
Kayıt Tarihi : 1.8.2009 08:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!