EROS
Aynada unutmuşsun göğüslerinin
Kelepçelenmiş bakışlarını
Mümkün mü şimdi,
özlemenin endamından
bahsetmemek?
Dikiş tutmaz kırık dökük anılar
Toprak çığırt-kan,
kanlı sesi kısık
odam karanlıkta kumsallıktan
bir parça beton.
Söndürebilirdim uzsumdaki ışıkları
Prizde takılı kalmış olmasaydı bıyıklarım
Umudunu yitirmiş bebeği üzerine
Kapanırdı göz kapağım.
Hele de
Duvara melal bir çizik
ve rengini bırakacak
sensiz masum duran
göğüslerine
ay ışığı parlıyor olmasaydı.
Bıraktım sesini
terki diyar eylemiş yüreğimin,
bakışlarına karışsın
inkarı gayrı kabil figanımın.
Bilgisayar çarnaçar
saklanacak yer ararken
Kitaplarım ayaklanmış göç derdinde
Kudurmuş, salyası damlıyor
Güneşin gölgesinde doğum
sancılarındaki sevdamın
Gözümle ısırdığım ekmeğime
-göğüslerine.
Filikasız okyanus ortasında kalmış can
Bileşiğini sardı sarmaladı
Halojen tadını bıraktı ömrüme
Fitne fücur egoizm.
Fişlendi sevişmelerin fraksiyon şefi
uçuklamış dudaklarım.
Tutuklanırken
vatansız
enternasyonal
yetim düşüncelerim.
Avlandı karaca imgelim
Puştluğunda ormansı boş yatakların.
Girmiş karlı günlerin koynuna
İntaharların kundakçısı mağmanın
alev saçlı kızı
Buzul çağının sürgünü
Silahlı çatışmaların kaçkını ajitatör
Yangınların yüzsüz oksijeni
Aşk torunlarını doğururken
Anarşikasını keşfetti hiç umulmadık
bir yerinde yaşamın.
Şimdi kadeh tokuştururum Dionysos’la
ve kıskanır aşkımı Aphrodite.
Sense dönmedin geri
Bende aynadan rafa kaldırdım
göğüslerini.
1993 / Kitap – Keşmekeş Çığlık
Kayıt Tarihi : 8.7.2020 23:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!